• https://www.facebook.com/Viran%C5%9Fehir-Bizim-Gazete-1269353489770245
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05336770791
  • https://twitter.com/bizimgazete63
  • https://z-p15.www.instagram.com/viransehirbizimgazete63/
  • https://www.youtube.com/channel/UC_BshBmcwBr1dd-R9Obx0ag
Üyelik Girişi
TAZİYELER

TAZİYELER:



 

 

Nöbetçi Eczaneler

Perşembe


 

  

Cuma

 

 

Cumartesi

 

 

Pazar

 

 

Pazartesi

 

 

Salı

 

 

Çarşamba


 


Nöbetçi Eczane Listesi Kaynağı: Ş.Urfa Eczacılar Odası
Takvim
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam184
Toplam Ziyaret12914218
Muhammed Özkılınç
furatbilen@hotmail.com
Kerbela mı tahrik mi?
07/11/2013

Kerbela faciası, İslam tarihinin tartışmasız en trajik hadisesidir. Başta Hüseyin (ra) olmak üzere Resulullah (sav) ın ehli beytinden. Yetmiş üç kişinin vahşice şehit edilmeleri, İslam ümmetini derinden sarsmış ve hala da acısı yüreklerde devam etmektedir.

 

                Bu sebepledir ki, başta Yezid olmak üzere bu vahşetin faillerini şiddetle ve nefretle kınamayan yoktur. Hatta birçok ehlisünnet âlimi de dâhil birçok âlimler, iman etmiş bir kimseye lanet okunmak caiz olmadığı halde, yezide lanet etmeyi dahi caiz görmüşlerdir.

 

                Aynı sebepten dolayı, hiçbir ehlisünnet ailenin, çocuklarına Yezid ismini koyduğuna rastlamazsınız. Hatta Muaviye (ra) ciddi hataları da olsa Resulullah (sav) ın vahiy kâtipliğini yapmış bir sahabe olmasına rağmen, onun ismini de ehlisünnette neredeyse bulamazsınız.

 

Ayrıca İslam âleminin tüm ehlisünnet ailelerinde, Resulullah (sav) ın isminden sonra en çok ehli beytin isimleri kullanılır. En çok ta; Ali (kv) Hasan, Hüseyin, Fatıma, (Rıdvanullahi aleyhim) nın isimleri. Hatta ehlisünnetin bazı camilerinde, Allah (cc) Resulullah (sav) ve dört halifenin isimlerinden sonra, Resulullah (sav) ın torunları olan Hasan ve Hüseyin (ra) in isimleri yazılır.

 

Ehlisünnetin tüm mezheplerinde, ehli beyte zekât verilmesi caiz değildir. Çünkü zekat, malın kiri konumunda dır, Ehli Beyt ise ümmetin efendileri olup onların muhtaçlarına ihtiyaçları oranında bey tul maldan özel maaş bağlanır. Yani Ehli Beyt, tüm ümmet için baş tacıdır, Hüseyin (ra) in soyundan olanlara “SEYYİD” Hasan (ra) ın soyundan gelen mü’minlere de “ŞERİF” ünvanı verilmiştir. Şianın yaptığı ise daha çok ehli beyt sevgisi altında sahabe ve ahli sünnet düşmanlığıdır maalesef.

 

Buna karşılık zeydiyye dışında Şia’nın nerdeyse tüm fırkalarında ehli sünnetin önemli şahsiyetlerinden kimsenin ismi kullanılmaz. İsimlerinin konulmaması bir yana, Ali (kv) ve Muaviye (ra) arasındaki savaşlarda Ali (kv) safında savaşan sahabeler dışında tüm sahabeler tekfir edilir. Başta Ebu Bekr Sıddık, Ömer, Osman (Rıdvanullahi aleyhim) olmak üzere, neredeyse tüm sahabelere derin bir kin ve nefret duyulur.

 

Son ırak ABD savaşında, değişik Şii gruplar tarafından sadece ehlisünnet âlimlerinden ismi Ömer olan dört yüzden fazla şahsiyet katledilmiştir, halktan olanların sayısı ise çok daha fazla. Bu kadar kin ve nefret neden? Hal böyleyken bu kin ve nefreti her yıl tahrik etmek neden?

 

Ömer (ra) i namazda hançerleyerek katleden Ebu lü’lü’ün mezarı İran da muhteşem bir türbe olarak tanzim edilmiş ve özenle ziyaret edilmektedir. Fatıma (ra) nın ölüm yıl dönümlerinde büyük şehirlerin ana caddelerine “bu gün Ömer’e lanet günüdür” yazılı büyük pankartlar asıyorlar. Vs. vs.

 

Her yıl muharremin onunda Şia müntesipleri rutin bazı merasimleri tekrarlamaktadırlar. Niçin?... Tabi Şia’nın merasimleri, aşure gününden ibaret değil. Fatıma, (ra) Ali (kv) vd imamlardan belli başlılarının ölüm yıl dönümleri, Ehli Beyt’le ilgili tarihi olaylar değişik merasimlerle bir şekilde kutlanır. Ama hepsinin içinde Kerbela’nın ayrı bir yeri var.

 

Sanki Hüseyin (ra) i tüm ehlisünnet katletmiş veya onun vahşice katledilmesini onaylıyorlarmış gibi, tüm ehlisünnete karşı kin ve nefretin her yıl tazelenmesi anlaşılır gibi değil. Bunun İslam ümmetine tarih boyu hep zararı oldu, hiç faydası olmadı.

 

Esasen Yahudi dönmesi Abdullah bin Sebe’ fitnesi olan bu Şii Sünni tartışmaları siyasi ve sun’î olarak üretildi ve hiç bitmedi. Ehlisünnet tarafı kan kustukça kızılcık şerbeti içmiş görüntüsüyle bu fitneyi hep bertaraf etmeye çalıştıkça, Şia tarafı her vesileyle bu fitneyi kaşımaya devam etti. İşte her yıl Kerbela hadisesinin canlandırılması da bu fitnenin tazelenmesinden başka bir işe yaramıyor, yaramaz da.

 

 

Tarih boyu onlarca peygamber, enbiya, evliya vb yiğitler kalleşçe ve vahşice katledilmiş. Bunlardan herhangi birisinin ölüm yıl dönümü bu şekilde anılıyor mu? Veya İslam’da 3 günlük yas ve taziyeler dışında her yıl tekrarlanan bir matem var mıdır?

 

Yediden yetmişe binlerce insanın, değişik ülkelerde kendilerini zincirlerle paralamalarına şehit imam Hüseyin (ra) ne der acaba? Hakkat Hüseyin (ra) mezarından dirilse de bu manzarayı görse!!!….

 

Yapmayın etmeyin bu yapılanlar Ali (kv) Hüseyin (ra) ve tüm ehli beytin, yani İslam’ın yani vahyin öğretilerine ters. Artı bunlar, ümmet arasında tefrikanın körüklenmesine yarıyor. Türbinlere İslam birliği mesajları verip, her yıl birçok vesileyle tefrika tohumları ekmek yaman bir çelişki.

 

İslam tarihinde, Hanefi, Şafii, maliki ve Hanbeli mezhepleri arasında asla böyle bir tefrika bahis konusu olmamıştır. İhtilaf tabiî ki olur, olacakta. İhtilaf insanın fıtratında var. Ancak ihtilaf başka, iftirak başka bir şey.

 

Ama ne yazık ki siyasi kökenli Şiiliğin türetilmesinden sonra İslam ümmeti içinde ihtilaflar iftiraka ve daha sonra da hesaplaşma, kapışma ve savaşlara dönüşmeye başladı. Sonra bu yetmez miş gibi on yedinci asrın sonlarına doğru yine siyasi kökenli Vahhabilik de ihdas edildi ki, bu da tefrika ve çatışmaların tuzu biberi oldu.

 

İran, Pakistan, Afganistan ve Irakta olan bitenler yetmezmiş gibi şimdi Yemen ve Suudi Arabistan’da da karıştırılmaya başlandı. Esasen tüm körfez ülkeleri başta olmak üzere nerede biraz Şii nüfus varsa, orası potansiyel bir fitne ortamına dönüştürülmüş durumda. İşte tüm bu tefrikaların kökeninde Şia’nın bu vb. merasimlerinin ciddi etkisi var.

 

Şia’nın kin ve nefret körüklemesi tabiî ki sadece merasimlerden ibaret değil. Aynı durum, sinema, tv, internet, kitap, dergi, gazete vs tüm kitle iletişim organlarına da yansımaktadır. Örneğin sadece “İmam Ali” filmi 24 cd den 14 cd ye düşürülecek kadar sansürlenmesine rağmen tam bir sahabe düşmanlığı körüklemektedir. Böyle bir filmi izleyen insan, yeteri İslam tarihi bilgisine sahip değilse, sahabeden nefret eder. Bu da, nerdeyse yarısı sansürlenmiş hali, acaba bu filmin aslı nasıl? Ve acaba İran içerisinde gösterilen benzeri film, dizi film vs programlar nasıl?...

 

Sonuç olarak, Hüseyin (ra) ve berberinde şehit edilen ehli beyte yapılanlar tüm ümmetin acısıdır. Ancak bu cürüm, sadece Yezid ve emrindeki bir grup askerinin suçudur ve bu, 1370 yıl önce yaşanmış bir olaydır. Ne o zamanki ne de şimdi ki ehlisünnet camianın bu işle uzaktan yakından bir alakası, onayı ve tasvibi olmadığı gibi bu vahşetin hep kınayıcısı ve lanetleyicisi olmuşlardır.

 

Şu ayet ve hadisleri tefekkür edelim.

 “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” (Hucurat 49/10)

“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.” (Ali İmran 3/103)              

İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız. (Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56)

Birbirinize buğz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.
(Buhârî, Edeb, 57, 58)

DOĞRU OLAN, BU YARAYI KAPATMAKTIR, HER YIL KAŞIYIP KANATMAK DEĞİL!!!...

Muhammed özkılınç 1/1/2010                 

 



3199 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Zi-n Nureyn Osman (ra) 36 - 26/10/2021
Zi-n Nureyn Osman (ra) 36
Lüks hayat mı huzur mu - 04/10/2021
Lüks hayat mı huzur mu
Çevre Evimizdir Temiz Tutalım - 20/09/2021
Çevre Evimizdir Temiz Tutalım
Emperyal Zalimlerin Geçim Kaynağı Savaş Endüstrisi - 09/09/2021
Emperyal Zalimlerin Geçim Kaynağı Savaş Endüstrisi
Musibetler Uyarı Ceza Mükâfat - 26/08/2021
Musibetler Uyarı Ceza Mükâfat
Zi-n Nureyn Osman (ra) 31 - 29/07/2021
Zi-n Nureyn Osman (ra) 31
Zi-n Nureyn Osman (ra) 30 - 27/07/2021
Zi-n Nureyn Osman (ra) 30
Zilhicce Ayının Fazileti - 15/07/2021
Zilhicce Ayının Fazileti
Zi-n Nureyn Osman (ra) - 09/07/2021
Zi-n Nureyn Osman (ra)
 Devamı
RESMİ İLANLAR
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.429932.5599
Euro34.801134.9406
Hava Durumu
Saat
Site Haritası