• https://www.facebook.com/Viran%C5%9Fehir-Bizim-Gazete-1269353489770245
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05336770791
  • https://twitter.com/bizimgazete63
  • https://z-p15.www.instagram.com/viransehirbizimgazete63/
  • https://www.youtube.com/channel/UC_BshBmcwBr1dd-R9Obx0ag
Üyelik Girişi
TAZİYELER

TAZİYELER:



 

 

Nöbetçi Eczaneler

Perşembe


 

  

Cuma

 

 

Cumartesi

 

 

Pazar

 

 

Pazartesi

 

 

Salı

 

 

Çarşamba


 


Nöbetçi Eczane Listesi Kaynağı: Ş.Urfa Eczacılar Odası
Takvim
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam258
Toplam Ziyaret13080443
Eyyüp AZLAL
eyyupazlal@hotmail.com
Halepte Zaman
15/02/2013

 

       Halep’te zamanı düşünmek, düşlemek bile zor geliyor. Eskiden Halep deyince aklıma kumaşlar, çarşılar, bezirganlar, kervanlar, yollar ve zenginlikler gelirdi. Ya şimdi; kan ve göz yaşı; yani savaş. Suriye’deki zülüm insanoğlunu bir imtihandan geçiriyor. Beşeriyetin son dini İslam dinine mensup biz Müslümanlar da bir imtihandan geçiyoruz. Bu imtihanımız Hakk ile Batıl arasında seçim yapma noktasındadır.

      Suriye’de zalime karşı direniş ikinci yılına girdi. Kan, gözyaşı, sefalet, açlık, ihanet, zulüm, can kırıkları, yerle bir edilmiş ümitler... Dünya’nın müstekbirleri ve onlarla aynı safta yer alan zavallıların hesabına gelecek bir ortamın henüz oluşmaması sebebiyle savaş devam ediyor. Suriye konusunda Hak ile Batıl arasında bize med-cezir yaşatan kitle iletişim araçlarının haber kirliliği de var. Müslüman dünyayı bölmeye çalışan kötü adresli propagandalar da var. Biz her ne olursa olsun Suriye halkını desteklemekle mükellefiz.

     Suriye ortak bir medeniyetin ve ortak tarihin diliydi. Hani ecdadımız Osmanlı diyoruz ya şimdilerde. Ecdadımızın torunları olan son şehzadeleri vatan toprağına bile gömmeyi kabullenmediğimiz günlerde Suriye kucak açmıştı onlara. Şam ve Halep’te onlarca hatıramız var ecdadımıza dair.

       Evet Suriye’ye karşı yardım örgütlerimiz Kızılay, İHH, Deniz Feneri, Kimse Yok mu, Can Suyu gibi diğer yardım örgütlerinin yanında vazifeleri yardım olmayan diğer sivil toplum örgütleri de bu kuruluşlar kadar etkin bir şekilde çalışıyor. Başta Memur-Sen olmak üzere ülkemizin yüz akı olan diğer sivil toplum örgütlerimiz hatırı sayılır yardımlarda bulunmaktadır.

      Bu yardımların hepsinin maddi yardımlar olduğunu hepimizi biliyoruz. Âcizane yardımların şu yönüne de dikkat çekmek istiyorum. Halep üniversitesi Edebiyat Fakültesinden Dr. Aboud El Askeri geçen hafta bizi ziyarete geldiler. Kendisi Arapça ve İngilizce biliyordu. Arapça bilen arkadaşlar olduğunda Arapça, diğer zamanlar da İngilizce anlaşıyorduk. Ona bir özgeçmiş hazırladık. Ülkemizin çeşitli üniversitelerine gönderdik. Bizzat telefonla da aradık bu üniversitelerimizi hatta Arapça üzerine çalışmalar yapan bir araştırma merkezimize de özgeçmişini gönderdik. Daha sonra buradaki hocalarımızı arayıp bu hocamıza yardımcı olmalarını, hocamızı misafir hoca statüsünde çalıştırmalarını istedik.

       Bu hocalarımızdan biri bize “Biz bu arkadaşın geçimini sağlayalım, bizim burada hoca çok, Arapça hocasına ihtiyacımız yok” diyordu. Biz de kendisine şunu ifade ettik. Bu hocamızın dedeleri Osmanlı zamanında Halep beylerbeyliği döneminde ordunun bayraktarlığını yapmış, onun burada akrabaları çok. Hepsi de varlıklı. Kendisinin sizin paranıza ihtiyacı yok. Onun sadece iltifata ve ilminin icraya devamına ihtiyacı var.

      Bu üniversitelerimizin ilgisizliğini görünce “Bu Hoca Yahudi olsaydı bu üniversitelerimiz nasıl da peşine düşerlerdi diye düşündüm. Düşüncemde haksız da sayılmam. Yıllar önce Cumhuriyetin belki ilk yıllarıydı. Yahudiler de aynen böyle bir zülüm sonucunda Hitler’den kaçarlar. Daha sonra Türkiye’ye sığınırlar. Ve bunlar arasında akademisyenler hocalar vardır. O zamanlar ilk üniversitemiz olan İstanbul Üniversitesinin kadrosuna bu hocalar alınmışlardı. Bunlar Ankara Üniversitesi kurulunca oranın da hocaları arasında yer aldılar. Şimdi yanı başımızda Suriye, ortak tarihimiz, ortak şuurumuz var. Şam, Halep, İdlip, Rakka, Haseki, Hama, Humus’tan binlerce mülteci var. Ve bu mülteciler arasında bu şehirlerdeki Üniversitelerindeki Hocalar ve akademisyenler var. Devlet görevlerinde üst makamlarda olan insanlar var. Dr. Aboud, bunlardan sadece biri. Bu kirli savaş öncesinde hani Hariciye nezaretimiz ile Suriye hariciye nezareti beraber çalışıyorlardı. Bütünleşme çalışmaları yapıyorlardı. Bu bütünleşmeyi yapmaya çalışan insanlar şimdi Türkiye’de Yarın Esed giderse bu adamlar devletin başında olacaklar. Nitekim Dr. Aboud’a Hür Suriye Ordusu Halep’in belediye başkanlığını teklif etse de kendisi bu savaş döneminde belediye başkanlığı yapılmaz diyerek oradan ayrılıp ülkemize sığınmış durumda. Bu adamlara Üniversitelerimizde, bakanlıklarda, belediyelerde istihdam sağlasak bunlara cüzi bir maliyet gider.

       Özellikle Dr. Aboud ile ilk tanışmamızda bize bir hatırasını anlatmıştı. Türkiye ile Suriye arasında Bahar rüzgârları estiği bir dönemde Halep Üniversitesinden bir çok hoca Türkiye’ye davet edilir. Bunlar arasında Dr. Aboud da vardır. Konferanslar verilir. Seminerler, çalıştaylar, düzenlenir. Hatta “Türklerin gözüyle Araplar, Arapların gözüyle Türkler” gibi iddialı bir sempozyum da hazırlanmıştı. Çok yıldızlı otellerde ağırlanır bu hocalar. Yedikleri önünde yemedikleri arkasında… Gezerler, gezdirilirler. Evlerde ağırlanırlar. Aynı şekilde bizim de buradan hocalar, devlet adamları, gazetecilerden oluşan iki üç otobüs dolusu bir heyet de Suriye’ye gitmişti.

       Ateş bizi sarmadan Semender olalım... Suriye’ye yardım konusunda peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a .v) ‘nin de muhacir olduğunu ve ona evini açan Eba Eyyub’un hatırasını ne de çabuk unutuyoruz. Biz Müslümanlar olarak bu gün Suriye konusunda birbirimize “Muhacir-Ensar” gibi olmalıyız.

Yıllar önce Halep Üniversitesinde misafir öğrenci olan bir grup arkadaş Halep’ten ayrılırken onlara Arapça dersi veren bir hoca şu şiiri okumuştu.

“Gözüm, kalbim yarın ağlayacak onlara,

Yaram hasretlerinden yanacak nara.

Ülkem çağırır onları: Haydi tekrar gelin,

Ey sevdiklerimiz! Ziyaretgâh olan Halep’e gelin…”

 

Biz de bu şiire nazire yazabileceğimiz günleri düşlüyoruz.

*http://www.milatgazetesi.com/Halepte-zaman/40206

 



2373 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Yaşamak; Bir Ağaç Gibi Hür Bir Orman Kadar Gür - 06/06/2013
Yaşamak; Bir Ağaç Gibi Hür Bir Orman Kadar Gür
Urfa'da zaman ve mekan - 08/02/2013
Urfa'da zaman ve mekan
Bursada Zaman - 08/02/2013
Bursada Zaman
Urfa'dan Nabi Geçti - 15/12/2012
Urfa'dan Nabi Geçti
Hepimizin Küçük bir Amerikası Var... - 06/05/2012
Hepimizin Küçük bir Amerikası Var...
Ne Zaman Kibar Olacağız - 16/04/2012
Ne Zaman Kibar Olacağız
Teşekkürler Pegasus - 03/03/2012
Teşekkürler Pegasus
VİRANŞEHİRE SAĞLIK YÜKSEK OKULU - 19/02/2012
VİRANŞEHİRE SAĞLIK YÜKSEK OKULU
Uçurtmayı Vurmasınlar Gap Havaalanında - 16/02/2012
Uçurtmayı Vurmasınlar Gap Havaalanında
 Devamı
RESMİ İLANLAR
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.666238.8212
Euro43.398443.5723
Hava Durumu
Saat
Site Haritası