• https://www.facebook.com/Viran%C5%9Fehir-Bizim-Gazete-1269353489770245
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05336770791
  • https://twitter.com/bizimgazete63
  • https://z-p15.www.instagram.com/viransehirbizimgazete63/
  • https://www.youtube.com/channel/UC_BshBmcwBr1dd-R9Obx0ag
Üyelik Girişi
TAZİYELER

TAZİYELER:



 

 

Nöbetçi Eczaneler

Perşembe


 

  

Cuma

 

 

Cumartesi

 

 

Pazar

 

 

Pazartesi

 

 

Salı

 

 

Çarşamba


 


Nöbetçi Eczane Listesi Kaynağı: Ş.Urfa Eczacılar Odası
Takvim
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam266
Toplam Ziyaret13080451
Eyyüp AZLAL
eyyupazlal@hotmail.com
Urfa'da zaman ve mekan
08/02/2013

 

Yıllar önce bir sivil toplum örgütünün açılışı için mütevazi ama edebi bir vurgu yapmak için arkadaşlarımız, Üstad Sezai Karakoç’a bir mektup yazmış ve onu Urfa’ya davet etmişlerdi.  Yazılan mektuba cevap gelmeden Üstadı ziyarete gidip “neden Urfa’ya gelmiyorsunuz” sualini yönelttiğimizde Sezai bey, Bize bir şiirinden atıfta bulunarak şunları söylemişti.

“Urfa kala kala bir balığın sırtındaki pul kadar kaldı.”

Urfa kültür havzasının ehliyetini taşıyan ben, bu söz üzerine içimi yokladım ve Şehir bilinci üzerine kafa yormaya başladım. Kent soylu bir çocukluğa sahip olmasak da kentlilerin muhabbetinde kala kalmış bir köy çocuğuyum.

Şair Sezai Karakoç’un ilk memurluk yıllarında Urfa ve ilçemiz Viranşehir’de kaldığını hatıralarından öğreniyoruz. Altmışlı yılların memurluk hayatında Urfa’da bir ay gibi kısa bir sürede de olsa “Urfa kala kala bir balığın sırtındaki pul kadar kaldı.”  Sözü Urfa’yı anlamak için yeterli bir zaman olduğu anlaşılıyor.

Üstad Sezai Karakoç’un tahayyül ettiği Urfa şehri,  -kadim adıyla Ruha ya da Reha…  içerisinde bulunduğu tarihî  ve kutsal mekânı, tarihî hatıralardan uzak kaldığını belirtmek istemiştir. Evvela peygamberler atası Hz. İbrahim’le müşahhas olmuş. Onun Nemrut’a karşı verdiği “Hakla batıl” mücadelesi hem Kuranî bir ifade hem dilden dile gönülden gönüle yayılan bir efsane olarak günümüze dek gelmiştir.

Yıllar önce Urfa’dan milletvekili seçilen ve seçildiği şehre bir vefa olsun niyetine de olsa  bir gece şehirde  konaklayan şairimiz Ahmet Kutsi Tecer, bu kutsal beldede derin hülyalara dalarak şu mısraları yazar;

Bir ulu mancınık kurarlar şara

Buradan bakınca aşağılara

Bu gün bile gözü kararmayan kim?

Bu mancınık senin için İbrahim!

Senin için zülüm işkence cefa

Seni yakmak için yanmakta Urfa  (Ahmet Kutsi Tecer)

Bu ulvi mısralardan şu duyguları yaşayabiliriz. Kalesiyle, Mancınıklarıyla, Aynzeliha ve Halillürahmanıyla Urfa bir İbrahim kentidir ki bu şehir tarihi macerası içinde kendine hükmeden sultanlara da kimliğinden bir şeyler katmıştır. Selahaddin-i Eyyubi “Kudüs fatihi” olarak bilinir.  Urfa’yı İslam topraklarına tekrardan katarken şehre yaptırdığı eserlerle buraya İslamî bir kimlik katmıştır. Selahaddin Eyyubi Urfa’ya verdiği kadarını da almıştır. Bu kültürel etkilenme dolayısıyla Urfa’da gördüğü birçok mimariyi de başka İslam memleketlerine götürmüştür.

Daha sonraki dönemlerde de Urfa suretini muhafaza etmiş. Şehir, İslam medeniyeti dairesinde farklı kültürlerin eline geçse bile daima etkin kültürünü muhafaza etmiştir. Mesela Osmanlı padişahlarından Dördüncü Murat, Bağdat seferi sırasında Urfa’ya geldiğinde Halilürrahman (Balıklıgöl) -El- Ruha Otelinin önünden şehre giriş yapmış ve Döşeme Camisinin yanındaki mezarlıkta bulunan Şeyh Ali Dede’ye maddi yardımda bulunmuş daha sonra bir çift balığın kulağına da altın küpe taktığı bilinmektedir. Demek ki Dördüncü Murad, Urfa’ya vardığında şunları bilmektedir. Halilürrahman’ın manevi tarihi ve kutsal bir hatırası vardır. Şeyh Ali Dede bu şehrin manevi dinamiklerindendir. Bu sebeple 4. Murad, şehrin manevi havasına zarar vermemek için ordusunu bu günkü Kasap Taşı parkının bulunduğu Katır dağında konuşlandırmıştı.

Bizim medeniyetimizde her şehir aynı zamanda geleceğe yazılmış bir şiirdir. Kafiyeleri kubbeler olan camiler, medreseler, bedestenler ilham olup akar hicranlı gönüllere.  Ardından şehirler birer şiir anıtı olup sanata dönüşürdü. Halilürrahman -Dergâh makamı ile hemhal olan Rızvaniye medresesi ve camisi adeta bizlere ölümsüz şiirler sunar.

Asra yemin ederek başlıyoruz ki Dünyevileşen, Batılılaşan, Modernleşen şehirler bizleri kuşatmaya devam ediyor. Bir peygamberler şehri olan Urfa da tarihî hatırasından uzaklaşıyor şimdilerde. Çünkü şehir uzmanları medreselerimizin, hanlarımızın klasik evlerimizin tavanlarına beyaz betonla restore yapmışlar ve beyaz taşı adeta hapis etmişler.  Şurkav’ın idare merkezindeki binalar, Reji Kilisesi, Rızvaniye medresesi vb. yerler bu yanlış restorasyondan nasibini alıp hızla çürümeye terk edilmiş vaziyette.

İşte bu vaziyeti şair Sezai Karakoç’un bahsettiği gibi anlamak mümkün “Urfa kala kala bir balığın sırtındaki pul kadar kalmıştır.”

 

 



1832 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Yaşamak; Bir Ağaç Gibi Hür Bir Orman Kadar Gür - 06/06/2013
Yaşamak; Bir Ağaç Gibi Hür Bir Orman Kadar Gür
Halepte Zaman - 15/02/2013
Halepte Zaman
Bursada Zaman - 08/02/2013
Bursada Zaman
Urfa'dan Nabi Geçti - 15/12/2012
Urfa'dan Nabi Geçti
Hepimizin Küçük bir Amerikası Var... - 06/05/2012
Hepimizin Küçük bir Amerikası Var...
Ne Zaman Kibar Olacağız - 16/04/2012
Ne Zaman Kibar Olacağız
Teşekkürler Pegasus - 03/03/2012
Teşekkürler Pegasus
VİRANŞEHİRE SAĞLIK YÜKSEK OKULU - 19/02/2012
VİRANŞEHİRE SAĞLIK YÜKSEK OKULU
Uçurtmayı Vurmasınlar Gap Havaalanında - 16/02/2012
Uçurtmayı Vurmasınlar Gap Havaalanında
 Devamı
RESMİ İLANLAR
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.666238.8212
Euro43.398443.5723
Hava Durumu
Saat
Site Haritası