![]()
Eyyüp AZLAL
eyyupazlal@hotmail.com
Urfa'dan Nabi Geçti
15/12/2012
SEMPOZYUMUN ilk günü Harran üniversitesi Merkez kampüsünde, diğer iki günü de Şehir merkezinde Şair Nâbî Kültür merkezinde yapıldı. Sempozyuma Atatürk Kültür Merkezi, Harran Üniversitesi, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, Şanlıurfa Valiliği ev sahipliği yaptılar. Prof. Dr. Ali Bakkal hocanın editörlüğünde İlahiyat Fakültesi dekanı Prof. Dr. Abdurrahman Elmalı, edebiyat fakültesinden Doç. Dr. Ekrem Bektaş, Doç. Dr. Kaplan Üstüner, Doç. Dr. Levent Bilgi, Yine İlahiyat Fakültesinden Doç. Dr. Celil Abuzer, Doç. Dr. Kadir Paksoy, Yrd. Doç. Mahmut Öztürk, sempozyumda yıldızı parlayan hocalardı. Ali Bakkal Hocamızın sempozyumda bize de tebliğimizi sunma imkanı tanıması bir yandan bizi sevindirirken diğer yandan da bizi tedirginliğe sevk etmişti. Çünkü Klasik Türk Edebiyatının bütün hocaları oradaydı. Tez danışmanım Prof. Dr. Muhammed Nur Doğan’dan başlayıp Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya (her ne kadar sahası eski dil hocası olsa da konu Nâbî olunca Osman Hoca’nın hocası rahmetli Karahan’dan dolayı özel bir ilgisi vardır.) Prof. Dr. Cihan Okuyucu, Prof. Dr. Mine Mengi, Prof. Dr. Turgut Karabey, İlhan Genç, Prof. Dr. Namık Açıkgöz, Prof. Dr. Mahmut Kaplan, Prof. Dr. Atabey Kılıç gibi hocalar hepsi karşımdaydı. Sanki tez savunması içerisinde idim. Tebliğim “Nâbî’nin Poetikası” idi. Poetika, ilkin Necip Fazıl merhumun şiir hakkında görüşlerinden hatırlıyorum. “Bizce şiir, mutlak hakikati arama işidir. Eşya ve hadiselerin, bütün mantık yasaklarına rağmen en mahrem, en mahcup, en nazik ve en hassas nahiyesini tutarak ve nisbetlerini bularak mutlak hakikati arama işi…” cümlelerini edebiyatla ilgilenen bizler ezberlemiştik. Daha sonra Sezai Karakoç’un “Edebiyat Yazıları I-II” adlı kitaplarında, İsmet Özel’in “Şiir Okuma Klavuzu” kitabı bizi poetika ile aşina etmişti. Klasik edebiyat alanında “Fuzuli’nin Poetikası” adlı çalışma ile Prof. Dr. Muhammed Nur Doğan Hocamızın çalışmasını yıllarca hem ders kitabı hem de Fuzuli’yi anlamak için okuyoruz. Klasik şairler ile modern şairlerin poetika arasındaki fark galiba şu olmuştu. Klasik şairler, şiirlerinin yazarken şiir nedir diye açıklama yaparlar. Modern şairler, genelde şiir nedir sorusunun cevabını şiirleri içinde değil de nesir olarak kaleme almıştır. Nâbî’nin poetikasına gelince onun özellikle Hayriyye adlı mesnevisinde şiir hakkında görüşlerini net bir şekilde belirtmiştir: Nâbî ile ol afetin ahvalini naklet Efsane-i mecnun ile Leylâ'dan usandık (Nâbî, Karahan s.132) Nâbî, artık gazelin değişmez konusu olan sevgili, gül, bülbül ve meyhane gibi konuların çiğnene çiğnene usanç verici olduğunu, gidilmemiş yollarda gitmek gerektiğini ifade ediyor : Nâbî’nin bu hareketi, edebiyat tarihçileri tarafından onun yenilik arzusu ile edebî temâyülün zuhuruna zemin hazırladığını, mahallileşme akımına mensup şairlerin de bu yeniliği mahalli konulara yönelmekle işe giriştiklerini ifade edilir. Biz Nâbi’nin geleneği yıkma girişiminin sebebini araştırdığımızda dönemin sosyal ve siyasal etkilerin edebiyatçılar üzerinde ne kadar etkili olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Eğer biz bu gözlemi samimi bir pozla göremezsek günümüz islamî edebiyatın, Nâbî’nin hikmetinen nasibini almış bir şairi olan Sezai Karakoç’un poetikasında “Şiir, gelenekten beslenmelidir.” Görüşünü anlayamayız. URFA’YA DÖNERSEK… Şair Nâbî Sempozyumu Cihan Okuyucu Hocamızın tabiriyle hiçbir eksiği yoktu, sadece acı tarafı vardı. Acılı Adana, Lahmacun derken, çiğköfte yiyen misafirlerin acılarını dindirmek için sonradan “Kadayıf, Şıllık tatlısı” ikram etsek fayda olmuyordu. Acı, sabaha kadar devam ediyordu. Sempozyumun enlerini sıralayacak olursak 1.Sırada “Namık Açıkgöz Hocamızın dur Eyyüpcüğüm Muğladan getirdiğim hediyeni al da öyle git deyip hediye olarak yaşanmış bir Muğla Fıkrası Anlatması. (Ama fıkra yahşi idi, Kutadgu Bilig’de geçiyor muydu acaba) 2.Sırada Ressam, Remzi Kara’nın Muhammed Nur Doğan hocamızın resmini bir gün gibi kısa bir sürede bitirmesi ve Hocaya takdim etmesi… Çerçevesini yaptırmak da bana düştü. Eee ne de olsa Pala Remzi… Allah’tan Hocamız portreyi çok beğendi…. Yoksa çekeceğimiz vardı. 3.Sırada Cihan Okuyucu hocamız tebliğinde son sözlerim bunlardan ibaret deyince Osman Fikri Sertkaya Hocamızın “Aman Cihancığım son sözlerim deme bakarsın dua kapısı açık olur.” Demesi Sempozyumun ofsaytları 1.Yağmur çok yağdı, gezemedik gezdiremedik hocalarımızı 2. Muhammed Nur Doğan Hocamız yeni şiirlerini getirmişti, okuyamadı, Borani yemeği yiyemedi.. 3. Namık Açıkgöz Hocamız ciğer kebabı yiyemedi. 4. Osman Fikri Sertkaya Hocamız merdivenlerden düştü. 5. Harran Edebiyat’ın muhteşem üçlüsü Ekrem Hoca, Kaplan Hoca ve Levent Hoca saha dışında bırakıldı buna herkes üzüldü. 6. Atabey Kılıç hocamıza kürsüsü olan bir kahvede çay içiremedik. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Yaşamak; Bir Ağaç Gibi Hür Bir Orman Kadar Gür - 06/06/2013 |
Yaşamak; Bir Ağaç Gibi Hür Bir Orman Kadar Gür |
Halepte Zaman - 15/02/2013 |
Halepte Zaman |
Urfa'da zaman ve mekan - 08/02/2013 |
Urfa'da zaman ve mekan |
Bursada Zaman - 08/02/2013 |
Bursada Zaman |
Hepimizin Küçük bir Amerikası Var... - 06/05/2012 |
Hepimizin Küçük bir Amerikası Var... |
Ne Zaman Kibar Olacağız - 16/04/2012 |
Ne Zaman Kibar Olacağız |
Teşekkürler Pegasus - 03/03/2012 |
Teşekkürler Pegasus |
VİRANŞEHİRE SAĞLIK YÜKSEK OKULU - 19/02/2012 |
VİRANŞEHİRE SAĞLIK YÜKSEK OKULU |
Uçurtmayı Vurmasınlar Gap Havaalanında - 16/02/2012 |
Uçurtmayı Vurmasınlar Gap Havaalanında |
![]() |