BİR:

Büyükşehir statüsü kazanmakla Şanlıurfa’nın merkezi idareden alacağı pay artacak bu sayede halka daha yoğun ve kaliteli hizmet sunulabilecektir.

İl geneline hizmetin bir merkezden planlanması ve yürütülmesiyle kalkınma dengeli olacak böylece ilçeler arasındaki kalkınmışlık farkının önüne geçilmeye çalışılacaktır.

Bu ağın içine alınmasıyla köylerin modernizasyonu sağlanacak,oturanların sahip olduklarının değeri artacak böylece halkın yaşam standardı değişecektir.

İlçe belediyelerinin parasızlık nedeniyle bu güne kadar çare bulamadıkları, çöp depolama tesisleri, kanalizasyon gibi, halkın sağlığını yakından ilgilendiren sorunlarına çözüm üretilecektir.

Zira bu yatırımlar artık geniş bütçeli büyükşehrin görevi olacak…

İKİ:  

Düzensiz yapılaşmanın önüne geçilecek…

-Tarım alanları,

-Ormanlık alanlar,

-Tarihi eserlerin hem kendileri hem de çevreleri,

-Su kaynakları,

Hatır gönül işi bir yana bırakılarak “Nazım İmar Planı”na uygun olarak kullanılacak, denetlenecek ve korunacaktır.

Yeşil alanlara, park ve bahçelere yenileri eklenecektir.

Aksi halde çok değil yarım asır sonra ekip dikecek toprak kalmayacak, Tarım Ülkesi Türkiye gıda maddesi ithal etmekle karşı karşıya kalacaktır.

Arta kalan topraklarda çevrenin ve su kaynaklarının atıklarla aşırı kirlenmesi sonucu sağlığa uygun sebze ve meyve yetiştirmek zorlaşacaktır.

ÜÇ:

 “Kentsel dönüşüm projesi” nin belediyelerce hayata geçirilmesi ve alanların belirlenmesi artık yasal zorunluluk.

Konu ile ilgili “Afet Riski Taşıyan Alanların Dönüştürülmesi Kanunu” da kabul edilerek Resmi Gazete’de yayınlandı.

Sıra geldi depreme dayanıksız binaların yıkılarak yerine yenilerinin yapılmasına veya bunlar için belirlenen alanlarda toplu mahalle kurulmasına…

Gerek ekonomik gerek siyasi endişelerle bu dönüşümü gerekleştirmek ilçe belediyeleri için sanıldığı kadar kolay değildir.

Bu durumda, biraz sancılı da olsa, olası bir depremin yol açacağı can kaybı riskinin üstesinden ancak büyükşehir belediyesi gelebilir.

DÖRT: 

Yatırımlar büyükşehirce yapılacağından ilçe belediyeleri artık halkın sosyal ve kültürel yaşamı ile ilgili konularla ilgilenecek günlük hizmetine yönelik işleri yapacaklardır.

 Böylece başkanlar aşırı borç altında ezilmekten de kurtulacaklardır.

BEŞ:

Büyükşehir belediyesi ulaşım alanında sağlayacağı disiplinle halkın daha ucuz ve kaliteli hizmet satın almasını sağlayacaktır.

Toplu taşıma ve servis araçlarının kontrolü bir merkezden yapılacak böylece standartlara uymayan araçların bu alanda hizmet vermesinin önüne geçilecektir.

Taşıma ücreti dengesini ve disiplini sağlamak amacıyla büyükşehir yerine göre bazı güzergâhlarda toplu taşıma aracı çalıştırabilecektir.

ALTI:

En önemlisi de ilçe belediye başkanları ve belediye yetkilileri büyükşehir olunca bazı yetkilerini ve gelir kaynaklarını kaybedecekler.

Ancak karşılında da hemşeriliğin beraberinde getirdiği yüz-göz olmaktan kaynaklanan sosyal baskıdan ve siyasal tehditten kurtulacaklardır.

YEDİ:

Anakent belediyesi ihtiyaç duyduğu yerlerde, halk ekmek fabrikası benzeri halkın temel ihtiyaçlarını karşılayacak tesisler kurabilecektir.

Kar amacı gütmeyen bu yerlerde üretilen halka dönük hizmet gelir seviyesi düşük insanların, az da olsa, geçimine yardımcı olacaktır.

SEKİZ:

Köylerin mahalleye dönüşmesiyle buralarda oturanların belki devlete ödedikleri vergi kaleminde ve matrahında artış olacak ama karşılığında gelecekte çocuklarına ve torunlarına yaşanabilir bir yer bırakacaklardır.

Hem bu sayede, az da olsa, köyden şehre göçün önüne geçilecektir.

DOKUZ:

Tabi bunların saydığımız faydalara dönüşmesi, Büyükşehir Belediye Başkanının insana bakışı ve hizmet anlayışı ile yakından ilgili…

Onun:

 Şeffaf yönetim tarzını benimseyen,

Partisinin değil halkın belediye başkanı,

Siyasi kibirden, bireysel kapristen uzak,

Kendine ve insanlara güvenen,

Sözde değil özde demokrat,

“Halka hizmeti hakka hizmet” kabul eden,

 Bir kimlik ve kişiliğe sahip olması bu saydığımız faydaların halka yansımasının adeta ön koşulu…