Genel olarak siyasetten uzak yazmaya çalışıyorum. Ama bugün bir tehlikenin farkına varılsın diye bazı konulardan söz edeceğim.

Siyasiler bölgemizi, dolayısıyla ülkemizi etkileyen çok önemli bir soruna tekrar el attılar, Kürt sorunu…

Kendimi bildim bileli ne zaman bu sorunun çözümü için bir şeyler yapılsa, ya karakollara baskınlar yapılıp ciddi çatışmalar yaşanıyor, yada bu işin öncülüğünü yapanlar bir suikaste kurban gidiyor.

Anlayacağınız bu iş, öyle yada böyle kelle götürüyor. Bu olayı çözmek için kelle koltukta, kefen sırtta olmak gerekiyor.

Umarım her ne pahasına olursa olsun, bu sorunun çözümü için atılan adımlardan vazgeçilmez. Şu anki durum bir turnusol kağıdı görevini görecek.

MHP şimdiden gerçek rengini ortaya çıkardı. Bu müzakere sürecinde onların hamasi çıkışlar yapmalarına anlam veremiyorum bir türlü...

Rengini belli eden diğer bir parti ise BDP… Her dem barıştan söz eden bir partinin, bu yeni sürece zeytin dalı uzatmamsı da çok düşündürücü…

ANASOL-M hükümetinin iktidar olduğu dönemde tek kurşun bile sıkılmazken, özgürlüklerin adının konulduğu (Kürtçe televizyonların açılması, üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı bölümünün kurulması, seçmeli ders olarak Kürtçenin okutulacak olması… gibi), gözle görülür gelişmelerin yaşandığı ve çözümün üzerine gidildiği bir zamanda yumruklarını sıkanların iyi niyetli olduğunu zannetmiyorum…

Ne zaman bir müzakere süreci yaşansa yüreğim ağzıma gelir…

Çünkü böylesi her süreçten sonra, önce ölümler ve provokasyonlar olur…

Sonra da koca göbekli, ipi kimin elinde olduğu belli olan yazarlar, her ekrana çıkıp ipe sapa gelmez, hararetli yorumlarda bulunur…

Halk da saatlerce dinler onları… Bu yazarların TV ekranlarından millete yaptıkları, tonlarca C4’ten daha tehlikelidir kanımca… Bu adamları saatlerce dinlersin ama kafan karışık, ümitlerin yok olmuş olarak kalkarsın ekranın karşısından…

Sokaklar, kafası karışık bir halk ile doldu mu istediğin kadar çırpın nafile… Küçük bir provokasyon ile doğuda ve batıda sokaklar savaş alanına döner bir anda…

Urfa cezaevinde yaşananların başka türlü izah edilmesi mümkün mü bilmiyorum… Şu an Müzakereler rafa kaldırıldı bile… Yarın bu unutulur, bir başka provokasyon ile meşgul olur gündem… Ta ki kamuoyu, ‘’artık bu müzakerelerden hayır gelmez’’ desin…

Bu olayların çözümü ancak askerlerin ve dağdakilerin, halkı için silahlarını susturduğu ve siyasilerin millet için konuştuğu bir ortamda hal olur…

Şu süreçte kurşun sıkan el, kimin olursa olsun karanlık odaklara hizmet için yapıyordur… Bu süreçte ortamı geren her söz, kimden gelirse gelsin karanlık odakların hizmeti için yapıyordur…

Halk olarak çok ilginciz… Provokasyonları, kahve köşelerinde adeta bir stratejist uzman gibi görüyor ve konuşuyoruz ama yine de birilerinin oyununa geliyoruz…

Ne diyeyim, ‘’Allah bize feraset versin…’’