Tabiatta var olan birçok nesneden faydalanmanın yolu, o nesnenin gücünü iyi bilip doğru yönde kullanmaktan geçiyor. Kullanmış olduğumuz araçlardan yeteri kadar güç elde etmek istiyorsak, o aracın ihtiyaç duyduğu tüm onarım ve bakımları yapmamız gerekmektedir. Kullanmadığımız birçok araç ise, zamanla yapması gereken görevleri yapamaz duruma gelir.

İman da böyledir. İman da kendisini harekete geçirecek faaliyetlere muhtaçtır. Bu sayede insanlar arasında ‘’hayırlı olan kişi’’ konumuna gelir. Allah şöyle buyuruyor: ‘’ iman edip Salih amel işleyenlere gelince, insanların en hayırlısı da onlardır.’’(Beyyine 7) Allah cc imandan söz ettiği her ayette, Salih ameli de vurgulamıştır. Bundan anlıyoruz ki, imanın gücüne sahip olmanın yolu Salih amel işlemektir.

İmanın gücünden faydalanmanın yolu, azim ve inanç ile Allah’ın emrettiklerine sarılmaktır. Allah cc şöyle buyuruyor: ‘’ Ey Yahya, kitaba kuvvetle sarıl’’ Bir başka ayette ‘’ Ey Muhammed(sav), Kuvvetli ve basiretli kullarımız İbrahim, İshak ve Yakup’u da an’’(Sad 45) buyrulmaktadır. Kuvvet, Allah’ın emirlerine sıkı sıkıya bağlı olmak; basiret ise, herkesin göremediği şeyleri görmek demektir. Allah, ayette ismi geçen peygamberleri hakkı uygulama ve herkesin göremediği gerçekleri görme konusundaki mükemmellikleri dolayısıyla övmüştür.

İMAN GÜCÜNÜN MERKEZİ KALPTİR

İmanın gücü, kalpte saklıdır ve amel ile bu ortaya çıkar. Kuş nasıl ki, kanadıyla uçabiliyorsa insan da imani motivasyonun meydana getirdiği amel ile yükselir. Şairin biri imanın yüksek motivasyonuna vurgu yaparak şöyle demiştir: ‘’ Kalp, kaburgaların arasındadır; ancak kaburgalar hiçbir zaman kalbi esir alamaz.’’ Şairin burada vurgulamak istediği, kalbin içindeki güçlerin yüksek bir motivasyon ile bir meşale gibi hangi tarafa çevrilse ateşi hep yükseklere çıkar vurgusudur.

İmam İbnul Kayyim şöyle der: ‘’ Bilmelisin ki kul, Rabbine doğru olan yönelişini bedeniyle değil, kalbi motivasyon ile gerçekleştirir. Takvanın yeri kalptir. Takva, kalpte olan büyük güç; amel ise, takvanın dış dünyaya tezahürüdür.’’ Allah cc şöyle buyuruyor: ‘’ onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Sizden O’na sadece takva ulaşır.’’(Hacc 37)

Peygamber sav de kalbine işaret ederek; Takva işte şuradadır:’’ buyurmuştur. Mümin kullar, imanlarına kazandırdıkları yüksek motivasyon ile yapamadıkları birçok amel olmasına rağmen yine de Allah cc, onları mükafatlandıracağını buyurmuştur: ‘’Bir de kendilerine binek hayvanı sağlayasın diye sana başvurduklarında «Size binek hayvanı bulamıyorum» deyince, bu yolda harcama yapacak imkânları olmadığı için üzüntüden gözlerine yaş olarak dönenlere karşı da bir kınama ve suçlama yolu kapalıdır.’’(Tevbe 92) Peygamber sav ise şöyle buyurmaktadır: ‘’ Medine’de öyle adamlar var ki, geçtiğiniz her yolda ve kat ettiğiniz her vadide sizinle birliktelerdi. Mazeretleri onlara engel olmuştu.’’

Demek oluyor ki, Mümin yüksek bir imani motivasyonu sağlayarak diğer insanlardan üstün olabilir. Peygamber sav, ‘’Bir dirhem, yüz bin dirhemden değerlidir.’’ Buyurunca sahabeler, ‘’ Ey Allah’ın Peygamberi, nasıl olur da bir dirhem bin dirhemden değerli olabilir?’’ diye sorunca Peygamber sav, ‘’ Düşünün ki, bir adamın iki dirhemi vardır, birini Allah yolunda infak etmiştir. Bir diğerinin çokça malı vardır, bu malından sadece yüz bin dirhem infak etmiştir. Birinci adam malının yarısını, diğeri malının sadece az bir kısmını vermiştir.’’

Mümin güçlü bir imani motivasyon ile basit şeylere kanaat etmez. Hep azim ve kararlılıkla yüce şeylere yönelir. Şair şöyle der: ‘’ yükselerek şan ve şerefin doruklarına koş, çünkü şahin ancak zirvelerde yaşar.’’