Dindeki samimiyet, ciddiyet ve sadakat Müslüman’ın en önemli özelliğidir. Ama şu an; ne batılaşma, ne laik, ne de İslami zihniyet olduğunu söyleyebileceğimiz, tuhaf bir yaşam tarzı insanımızı değişik bir şekle koymuş durumda…

Tutunması zor bir zeminde laçkalaştırılan tutarsız bireylerle karşı karşıyayız. Kararsız bir ruh hali ile anlamsızlığın karanlığına sürükleniyoruz…

Tevhidi değerlere zıt olan şeyleri, ‘’la (hayır)’’ ile red eden Müslüman, bugün bu ciddiyet ve duruşunu kaybetmiştir…

 Müslüman’ların kimlik ve kişiliğini en çok zedeleyen zaaf, değerlerin sıradanlaşması, doğruların sulandırılmasıdır…

Günümüzün her sorunu için o konunun uzmanı ile görüşülürken, sınır ve kural tanımayan yorumlarla din görünmez ve tanınmaz hale gelmiştir…

Oryantalist, suya sabuna dokunmamaya dikkat edilerek yapılan yorumlar, zihinlerde büyük tahribat oluşturmuş durumda… Bu tür laubali yaklaşımlarla din, hayattaki ciddiyet ve değerini gün be gün kaybediyor…

Kitaba uyma yerine, kitabına uydurma mantığı revaçta bir mantık… Şimdilerde işlediği haramın fetvasını bulamayan kalmış mıdır acaba? Birinde bulamadığı cevabı, bir başkasından mutlaka alabilmektedir… Din adına konuşup iş yapanlar, ‘’maslahat’’ yada ‘’zaruret’’ diye adeta harama girmenin kapılarını zorluyorlar.

Kazancı ile insan yerine konulduğunu düşünenler, helal-haram ciddiyetini bırakmış…

Ahlakın yerini kazanç almış…  

Kazancı olanın ahlaksızlığı görülmez olmuş…  

Günahların küçümsendiği hatta özendirildiği günlerden geçiyoruz… İnsanlar sevap kazanmayı erteledi, kar ve kazanç derdinde…

Haramlar ile haşir neşir olana hayatların, hayası kaybolmuş…

Modernizm diye kadın-erkek ilişkilerinde laubalileşen Müslüman; artık ‘’etik’’ derdinden ziyade ‘’estetiğin’’ peşinde…

Ameli ve ahlaki hayattaki laubalilik, ibadi hayatı tanınmaz hale getirmiş…

Namaz çok ağır bir yük olarak görülüyor… Allah’a kulluk, ‘’bizim belirlediğimiz ölçülerle’’ ve adeta ‘’angarya bir iş’’ olarak yapılıyor…

Kulluğu üşene üşene yapan, tezinden haz alan ama ibadetini tez yapan, çok iş(amel) yapan değil; çok bilen, yaptığıyla sevinen değil; bildiğiyle avunan Müslümanlardan olduk…