3 Şubat 2112 Cuma gününü Cumartesiye bağlayan gece mübarek Mevlit Kandilidir. Mevlit , Efendimiz (asv)’in doğum günüdür. Mekke’de doğan nübüvvet güneşinin  karanlıkları delerek cihanı  aydınlatmaya başladığı gündür. Zulüm, zorbalık  ve  barbarlığın zayıf kimsesiz  insanları inim inim inlettiği  Arabistan Yarımadasında  insanlar, öz evladını diri diri kumlara batırarak öldürecek kadar  canavarlaşmıştı.  Peki dünyanın diğer devletlerinde durum nasıldı diye soracak olursan ? Kat’iyyetle bil ki dünyanın tümünde durum içler acısıydı. Yıllarca süren kuraklıklara rağmen ağırlaştırılan vergiler yüzünden İran’da hayat çekilmez haldeydi.  Sözde ibadet için yapılan Ayasofya kilisesi inşaatında çalışmayanlar Bizans’ın zalim hükümdarlarınca atlara bağlanarak , ölünceye kadar yerlerde  süründürülürdü. Çin, Hindistan , Afrika ‘da da  vaziyet bundan pek farklı değildi.   Âdeta  beşeriyet, insanlıktan fersah fersah uzaklaşmıştı.

İlahi adalet Mevlit gecesinde bütün bu olumsuzluklara  Efendimiz (sav)’i risaletiyle  son vermeyi murat eyleyerek, kullarına yeniden rahmet ve mağfiret kapılarını açtı. Çünkü insanların nübüvvet nurundan uzaklaşmalarının üzerinden tam 571 yıl geçmişti.

 Böylece Mevlit  insanlığın nefes alarak yeniden can bulmasıdır.  Kaybolan adaletin yeniden tesisi, hakkın sesinin afakı inletmesidir.   Hak ve Medeniyet temellerinin bir daha bozulmamak üzere  atıldığı  günün adıdır mevlit, Merhum M. Akif’in   şu dizelerde dile getirdiği ,gibi, beşeriyetin şahit olduğu en büyük inkılap olan Mevlid-i Nebevinin tesiri kıyamet sabahına kadar tüm tazelik ve zindeliğinden hiçbir şey kaybetmeden  devam edecektir.

On dört asır evvel, yine böyle bir geceydi,
Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi!

Dünya neye sahipse, O'nun vergisidir hep;
Medyun ona cemiyyet-i, medyun O'na ferdi.
Medyundur o masuma bütün bir beşeriyet
Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret

İlk insan, aynı zamanda ilk nebi de olan Âdem babamızla başlayan insanlık tarihi, peygamberlik tarihinin de başlangıcıdır. Efendimiz (A.S.V.)’in risaletiyle peygamberlik hitame ermiştir. Peygamberimiz (A.S.V.) bu durumu şu şekilde izah etmektedir :“Şüphesiz benimle diğer peygamberlerin durumu şu misale benzer: Adamın biri bir saray yapmış, onu güzelleştirip mükemmel bir şekilde tamamlamış, fakat bir tuğla yeri boş kalmıştır. Herkes gelip bu saraya giriyor ve ona hayran kalıyor ve: ‘Şu boş kalan tuğla yeri olmasa, bu köşke diyecek yok!’ diyorlar. İşte ben o köşkü tamamlayan tuğlayım.”(Tirmizi, Emsal, 2)  

. Nübüvvet köşkünün tamamlandığı Mevlit Kandilinde, mü’min olarak Rabbimize şükürlerimizi yeniden yapmalıyız. Bizi Nübüvvet nuruyla hidayete erdiren, inananları kardeş ilan eden Alemlerin Rabbine olan kulluk görevimizi, yolumuzu aydınlatmak üzere gönderilen Habib-i Kibriya’nın sünnet-i seniyyesini yeniden okuyarak  yapmalıyız.

 Diyanet İşleri Başkanlığımız da , 2012 yılı Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle  , “Hz. Muhammed (sav) ve Kardeşlik Hukuku”nu , tüm ülkemizde  konferans , panel ,sempozyum vb de işlenecek konu olarak  tesbit etmiştir. Önümüzdeki Cumayı Cumartesiye bağlayan gece  de Rabiülevvel aynın 12.  gecesine tekabül ettiği için mevlit kandilidir. Bu mübarek Mevlit Kandil’inin ilçemize , ülkemize, İslam alemi ve bütün insanlığa huzur, barış ve mutluluklar getirmesine vesile olmasını diler , Kandiliniz mübarek olsun..