![]()
ABDULRAKİP ARSLAN Viranşehir Müftüsü
abdulrakip@bizimgazete63.com
SELEFİ SALİHİNİN İHLAS ANLAYIŞI
10/01/2012 İhlas , amelleri sırf Allah rızası için yapmaktır. İbadetlerin özü olan ihlasla ameller kıymet kazanır. İhlastan yoksun olan amellerin Rabbimiz katında bir değeri yoktur. Hatta şehadet ve cihad gibi ameller de, ancak ihsan derecesine göre sahibine mükafat kapısı açabilir. Ebu davud ve Nesai’nin birlikte sahihlerine aldıkları hadiste, Ebi Emâme’nin rivayetine göre bir adam Efendimiz (asv)’e şunu sordu : “Bir adam ecir ve namı için cihada çıkarsa buna ne var? Efendimiz (asv) “ hiçbir şey, hiçbir şey” diye karşılık verdi. Ameller azda olsa ihlasla yapıldıklarında , Allah (c.c.) katında kabüle şayan olurlar. Başta peygamnerler ve enbiyaların meslekleri olan ihlası, Ashabın, Tabiin ve onların yolunda giden selefi salihinin de hiçbir amelde terk etmediklerini görmekteyiz. Aşağıya alacağımız örnekleri okuduğumuzda selefi salihinin ihlas anlayışını daha rahat anlayabileceğimiz kanaatindeyim. Abdullah b. Mehiriz (ra) alışveriş için bir dükkana girer ve alacağı kumaşın parasını vereceği sırada , orada bulunan biri ,dükkan sahibine şöyle der: “Bu Abdullah b. Mehiriz’dir , O’na ikram et” sözünü duyunca almaktan vazgeçer ve şöyle der : “ Biz malımızla ticaret yaparız, Dinimizi asla buna alet etmeyiz.” Tefsir, fıkıh gibi alanlarda büyük eserler yazan, ama o güne kadar yazdıklarını kimseye söylemeyen İmam Maverdi, ölüm anında güvendiği salih bir kimseye şöyle vasiyet eder: “Sekerat anında elimi eline al. Şayet elini sıkarsam bil ki yazdıklarım Allah katında kabül olmamış, onların tamamını Dicle Nehrine at; eğer elim elinde doğru bir şekilde açılırsa bil ki o eserlerim Allah indinde kabüle şayandır, onları oradan çıkar ve insanların bilgisine sun” Ölüm anı geldiğinde İmam Maverdi (ra)’nın avucu doğrulup açıldığında, arkadaşı ancak o zaman kitapları oradan çıkarıp ilim ehlinin istifadesine sundu. Hanbeli mezhebi alimlerinden büyük muhaddis Abdülğani el Makdisi , kudüs’te hapse girince, yanında Yahüdi ve Hiristiyan dinine mensup bir grub ta vardı. İmamın Allah korkusuyla sabahlara kadar içten ağlaması onları çok etkiledi. Sabah olduğunda , yanında geceleyen gayrı müslim oda arkadaşları, gardiyanlara giderek şöyle dediler; “Biz Müslüman olduk ,ve şu adamın dinine girdik , bizi buradan çıkarınız”. Gardiyanlar , “Yoksa bu adam mı sizi bu dine davet etti” deyince, “ Hayır , davet falan etmedi, ama biz onun yanında kıyameti yaşadık ve onun dinin hak olduğunu öğrendik ve onun dinine girmeye karar verdik” dediler. Abdullah b. Mübarak (ra) , çıktığı bir gazvede, kafirlerden birinin karşısına çıkan Müslümanlardan üç kişiyi anında şehit ettiğini gördü.Halen meydan okuyarak , başka birisini muharebeye davet ediyordu. Abdullah b. Mübarak (ra) onun karşısına çıktı, mücadeleden sonra onu öldürdü. Herkes bu kahraman kimdir diye tanımak isteyince o yüzünü örtüyordu. Eba Amr adlı biri gelip onun yüzünü açınca; “Ey Eba Amr, bizi neden insanlara teşhir ettin.” Dedi. İslam fatihleri bir şehri kuşatmışlardı. Kalesi mustahkem olduğu için fetih gecikiyordu ve müslümanların kaybı günden güne artıyordu. Bu duruma üzülen askerlerden biri, sura yakın bir yerden kazdığı tünelden içeri girdi, düşman askeriyle çarpışarak , kalenin kapısın içten açtı, böylecn kısa bir süre içinde kale fetholundu. İsminin asla bilinmesini istemedi. O gün komutan olan Mesleme , askerlerini topladı, ne olur, Allah rızası için, o gün kapıyı bize içerden açan kahraman , kendisini bize açıklasın , dedi. Ama, kimseden ses seda çıkmadı.Gece olunca birisi komutanın çadırına geldi ve Mesleme’nin muhafızına içeri alınırsa , tünel sahibinin kim olduğunu açıklayacağını haber verdi. Derhal huzura alınır. Mesleme heyecanla tünel sahibini sorunca , şartlarım vardır, kabül edersen açıklarım, dedi. Mesleme buyurun şartlarını öğrenmek istiyorum dedi. Adam şöyle dedi: ölünceye kadar bu sırrı açıklamayacaksın, onu yanına çağırmayacaksın, onu tanınması için , hiçbir imada da bulunmayacaksın. Mesleme bunları kabül edince , huzurdaki adam öyleyse “O bendim” dedi, ve bir daha Mesleme ile görüşmemek üzere huzurundan ayrıldı. Mesleme’de bu sırrı hayatının sonuna kadar kimseye açıklamadı, ancak arada bir, “Ya Rabbi beni O tünel sahibiyle beraber haşret” diye dua ve niyazda bulunurdu. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BENDEN SELAM GÖTÜR - 05/04/2012 |
BENDEN SELAM GÖTÜR |
BEŞERİYETİN MEDARI İFTİHARI - 28/03/2012 |
BEŞERİYETİN MEDARI İFTİHARI |
İSTİKAMET - 21/03/2012 |
İSTİKAMET |
HAYATINIZIN EN ANLAMLI DAVETİ - 14/03/2012 |
HAYATINIZIN EN ANLAMLI DAVETİ |
EFENDİMİZ (SAV)’İN NÜBÜVVET DELİLLERİ (2) - 06/03/2012 |
EFENDİMİZ (SAV)’İN NÜBÜVVET DELİLLERİ (2) |
EFENDİMİZ (SAV)’İN NÜBÜVVET DELİLLERİ - 29/02/2012 |
EFENDİMİZ (SAV)’İN NÜBÜVVET DELİLLERİ |
ÖRNEK TEŞKİL EDEN GENÇLİK - 22/02/2012 |
ÖRNEK TEŞKİL EDEN GENÇLİK |
GÜZEL SÖZ SADAKADIR - 14/02/2012 |
GÜZEL SÖZ SADAKADIR |
EVLERİMİZİ İMAR EDELİM - 08/02/2012 |
EVLERİMİZİ İMAR EDELİM |
![]() |