![]()
emin tektaş
zazemin63@hotmail.com
FE EYNE TEZHEBUN?
21/12/2011 Sorumluluklar hatırlatılıp, yapılması gerekenler söylendiğinde hemen hemen çoğumuzun başvurduğu bir savunma şekli vardır. ‘’Müsait değilim, Ortam müsait değil.’’ Sorumluluktan sıyrılmanın kısa yolu ‘’müsait değilim!’’ Bin dereden su taşıyıp, yüklenen sorumluluğu üzerimizden atmaya çalışırız. Suçlu görünmemek için de kendimizce önemli gördüğümüz birçok etkeni sıralayıp suçsuz pozisyonda olduğumuzu göstermeye çalışırız. Durum öyle bir hal almış ki Müslüman, görevlerini yapmak için dünya işlerinden artan bir zaman yada tüm şartların onun istediği şekilde olmasını bekler duruma gelmiştir. Yapması gerekenler konusunda azıcık sıkıştırıldığında ‘’kendi durumumu sizden daha iyi bilirim’’ mantığıyla bir kenara çekilebilmektedir. Allah’a kulluk, bir farziyetten ziyade, bir hobi, bir boş zamanlar Müslümanlığı haline getirilmiş durumda… Bu durumun temelinde, kulluğu yanlış anlamış olmak yatıyor. Allah’ı hayatından öte tutmayan bir düşünce, hayatını Allah’ın isteklerine nasıl feda edebilir? Allah’ın istediği kulluğu külfetli bulan, Allah’ın verdiği görevleri yapmaya yüreği olmayanlar, kendilerini rahatlatacak te’villere ve yorumlara başvurabiliyor. Müslümanda şuur kirlenip İslam’ın kavgasını verme inancı zayıflayınca; işleri ağırdan almalar, gönülsüz tavır ve davranışlar, görevleri yapmada teğet geçişler baş göstermeye başlar. Görevlerine dört elle sarılmayı, konforuna zarar verir diye terk etmek, sorumluluklarını görmezden gelip geçiştirmek, gevşeyip etrafındakilerin gevşemesine sebep olmak, Allah’ın yüklediği sorumluluğu ‘’rölanti tavırlarla’’ yada ‘benim adım Hıdır, elimden gelen budur’’ diye tavır takınmak, büyük bir vurdumduymazlık ve gaflettir… Kendi kendimize hiç sorduk mu? Neden bu hale geldik? Bu tavırlarımız nasıl gelişti? Bence buna sebep olan ‘’Dünyayı ahiretin önüne geçiren anlayıştır.’’ Enerjimizi, zamanımızı ve bizi harekete geçiren dinamikleri dünya için tükettiğimizden, Allah’ın dini için harcayacak bir şeyimiz kalmadı… Daha düne kadar en olumsuz şartlarda bile her şeye hazır olan Müslümanlar, bugün imkânlar içinde yüzerken müsait olamıyorlar. Şimdi ne oldu da armudun sapı, üzümün çöpü deyip, duruyor… Fırsatlar artıp imkânlar çoğaldıkça Müslümanın tembelliği aldı başını gitti… ‘’Bu sıcakta sefere çıkılmaz’’ mantığıyla hareket edenlerden farkımızın olması gerekmez mi? Müsait olmak ve yapmak için hep yarınları adres gösteriyoruz ama yarınların bize ne getireceğini bilemiyoruz. Tüm zaman ve imkânımızı dünyayı imar etmeye harcarsak, harap olmaya yüz tutmuş ahiretimizi imar etmeye ölmeden önce fırsat bulabilecek miyiz? |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
EY MÜSLÜMAN! GAFLET YAKIŞIR MI SANA… - 10/07/2012 |
EY MÜSLÜMAN! GAFLET YAKIŞIR MI SANA… |
AHİRET İÇİN YOL AZIĞI EDİNMEK - 04/07/2012 |
AHİRET İÇİN YOL AZIĞI EDİNMEK |
DİKKAT!!! KÜRT SORUNU KONUŞULUYOR - 19/06/2012 |
DİKKAT!!! KÜRT SORUNU KONUŞULUYOR |
SURETİ VE SİRETİYLE RABBANİ OLMAK - 30/05/2012 |
SURETİ VE SİRETİYLE RABBANİ OLMAK |
YA RABBİ, RECEB VE ŞABANI BİZLER İÇİN MÜBAREK KIL VE BİZİ RAMAZANA ERİŞTİR - 23/05/2012 |
YA RABBİ, RECEB VE ŞABANI BİZLER İÇİN MÜBAREK KIL VE BİZİ RAMAZANA ERİŞTİR |
İMANIN GÜCÜNDEN FAYDALANMAK İÇİN AZMETMEK GEREKİR - 25/04/2012 |
İMANIN GÜCÜNDEN FAYDALANMAK İÇİN AZMETMEK GEREKİR |
MÜSLÜMANIN GİZLİ GÜCÜ, İMAN! - 11/04/2012 |
MÜSLÜMANIN GİZLİ GÜCÜ, İMAN! |
YÜKÜ HAFİF OLMAK - 05/04/2012 |
YÜKÜ HAFİF OLMAK |
İSLAMLA DOLULUK ORANIMIZ - 06/03/2012 |
İSLAMLA DOLULUK ORANIMIZ |
![]() |