• https://www.facebook.com/Viran%C5%9Fehir-Bizim-Gazete-1269353489770245
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05336770791
  • https://twitter.com/bizimgazete63
  • https://z-p15.www.instagram.com/viransehirbizimgazete63/
  • https://www.youtube.com/channel/UC_BshBmcwBr1dd-R9Obx0ag
Üyelik Girişi
TAZİYELER

TAZİYELER:



 

 

Nöbetçi Eczaneler

Perşembe


 

  

Cuma

 

 

Cumartesi

 

 

Pazar

 

 

Pazartesi

 

 

Salı

 

 

Çarşamba


 


Nöbetçi Eczane Listesi Kaynağı: Ş.Urfa Eczacılar Odası
Takvim
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam191
Toplam Ziyaret13070775
emin tektaş
zazemin63@hotmail.com
KURAN’A BAKIŞIMIZ BÖYLE OLMALI!
08/12/2011
         “Ey Muhammed! Eğer Biz Kuran’ı bir dağa indirmiş olsaydık, sen, onun, Allah korkusuyla baş eğerek parça parça olduğunu görürdün. Bu misâlleri, insanlar düşünsünler diye veriyoruz.”(Haşr suresi 21. Ayet) 

            Eğer Biz bu Kur’an’ı bir dağ üzerine indirmiş olsaydık sen o dağı Allah haşyetiyle parça parça olmuş görürdün. O dağın kıymetini bildiği, gücünü, kudretini tanıdığı Allah karşısında böyle bir durum, böyle bir konum, böyle bir vaziyet aldığını görürdün. Rabbinin bu kitabıyla, hitabıyla, emir ve nehiyleriyle karşı karşıya kalan dağın Rabbine karşı: “Buyur ya Rabbi! Emret ya Rabbi!” deme pozisyonu içinde bulunduğunu görürsün.

 

İşte dağ böyle bir vaziyet alırdı, buyuruyor Rabbimiz. Aslında bir şeyin böyle paramparça olması için onun tüm hücrelerine etki edecek bir darbenin vurulması icap eder. Parçalanan şeyin de bu darbeyi algılayacak bir güçte olması gerekir. Şuurlu bir etkileniş, algılanan bir şey karşısında tepki gösterişi söz konusu olmalıdır.

 

Bakın âyet-i kerimede bir inmeden söz ediyor Rabbimiz. “Eğer bir bu kitabı bir dağın üzerine indirmiş olsaydık...” O zaman inmeyi tanımak zorundayız. Meselâ alalım şu Kuran’ı, yakınımızdaki dağa götürelim. Koyalım bu kitabı dağın üzerine. Hiçbir dağın bu şekilde parçalandığını görmeyiz değil mi? Neden? Çünkü ona inme denmez. Bize de böyle inmediği için, biz de kitapla böyle bir diyaloga girmediğimiz için bize de etkili olamıyor kitap. Hayatımıza inmeli kitap. Mutfağımıza, kazanmamıza-harcamamıza, gecemize-gündüzümüze, evimize, dükkanımıza, hayatımızın tümüne indirgemeliyiz bu kitabı. Adım atarken bile bu kitabın sorumluğu altında olduğumuzun bilincine ermeliyiz ki, kitap bizim üzerimizde de etkili olabilsin. Değilse işte okuyoruz, tanıyoruz ama, ondan bağımsız bir hayat yaşadığımız sürece aynı etki bizde olmuyor.

            “Doğrusu Biz, emaneti (sorumluluğu) göklere, yere, dağlara sunmuşuzdur da onlar bunu yüklenmekten çekinmişler ve ondan korkup titremişlerdir. Pek zalim ve çok cahil olan insan ise onu yüklenmiştir.” (Ahzâb 72) 

Bizler de tıpkı Rabbimizin anlattığı bir dağ gibi olmak zorundayız. Rabbimize ve kitabına karşı bir dağın takındığı, takınacağı bir tavır içinde olmak zorundayız. Allah’ın âyetlerini okumak, öğrenmek, anlamak, duymak, hissetmek, sarsılmak, tavır almak zorundayız. Yani tüm âzâlarımız Allah’ın kitabından, Allah’ın buyruklarından etkilenmeli, şekillenmeli ve harekete geçmelidir. Allah’a saygımızdan, haşyetimizden, Allah’ı tanımamızdan, bilmemizden dolayı tüm benliğimizle O’na yönelmeliyiz. O’ndan gelecek emir ve nehiylere mutlak bir teslimiyet göstermeliyiz.

 

            Rabbimizin kitabı bu kadar azametli, bu kadar ağırlığı olan bir kitaptır. Mahlukât üzerinde bu kadar ağırlığı, bu kadar dehşeti olan, dağların bile azameti karşısında tahammül edemeyeceği, tuz-buz olacağı bu kitap insanlar üzerinde de öylesine inkılâplar, öylesine değişimler gerçekleştirmiştir ki, dağlar gibi toplumlar, dağlar gibi milletler bu kitap karşısında erimek zorunda kalmıştır. Bu kitap nice insanların, nice toplumların kayalar gibi katı kalplerini eritmiş, düşüncelerini değiştirmiş, alışılmış hayatlarını değiştirmiştir. Sırtlanları sırtlanlıkta geride bırakmış nice nesilleri meleklerin üstüne çıkarmıştır. Nice insanların ölü kalplerini diriltmiş, nicelerini hayata ve dirilişe kavuşturmuştur. Nicelerini fıtratlarına döndürmüştür bu kitap. Emir Allah’a aittir. Hâkimiyet, egemenlik tamamıyla Allah’a aittir. Tüm bunları yapan Allah’tır.



1342 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

EY MÜSLÜMAN! GAFLET YAKIŞIR MI SANA… - 10/07/2012
EY MÜSLÜMAN! GAFLET YAKIŞIR MI SANA…
AHİRET İÇİN YOL AZIĞI EDİNMEK - 04/07/2012
AHİRET İÇİN YOL AZIĞI EDİNMEK
DİKKAT!!! KÜRT SORUNU KONUŞULUYOR - 19/06/2012
DİKKAT!!! KÜRT SORUNU KONUŞULUYOR
SURETİ VE SİRETİYLE RABBANİ OLMAK - 30/05/2012
SURETİ VE SİRETİYLE RABBANİ OLMAK
YA RABBİ, RECEB VE ŞABANI BİZLER İÇİN MÜBAREK KIL VE BİZİ RAMAZANA ERİŞTİR - 23/05/2012
YA RABBİ, RECEB VE ŞABANI BİZLER İÇİN MÜBAREK KIL VE BİZİ RAMAZANA ERİŞTİR
İMANIN GÜCÜNDEN FAYDALANMAK İÇİN AZMETMEK GEREKİR - 25/04/2012
İMANIN GÜCÜNDEN FAYDALANMAK İÇİN AZMETMEK GEREKİR
MÜSLÜMANIN GİZLİ GÜCÜ, İMAN! - 11/04/2012
MÜSLÜMANIN GİZLİ GÜCÜ, İMAN!
YÜKÜ HAFİF OLMAK - 05/04/2012
YÜKÜ HAFİF OLMAK
İSLAMLA DOLULUK ORANIMIZ - 06/03/2012
İSLAMLA DOLULUK ORANIMIZ
 Devamı
RESMİ İLANLAR
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.202138.3552
Euro43.454643.6287
Hava Durumu
Saat
Site Haritası