İnsan , Yüce Yaratıcıya ibadet yaparak kulluk görevini yerine getirir. İbadetler ise  beden; mal ya da hem beden hem de mal ile ifa edilir. Namaz ve oruç  beden ; zekat-sadaka  mal; hac hem mal hem  beden ile yapılan ibadetlerimizdir. Bir başka tasnif de şöyledir : Namaz günlük,  Cuma namazı haftalık, oruç ve zekat yıllık, hac ise ömürlüktür, yani her mü’mine ömründe  tek bir defa hac yapması farzdır. Birden fazla yapılan hac ise nafile hükmündedir.

     Cenâb-ı Allah yüce kitabımızda Şüphesiz âlemler için, çok feyizli ve ayn-ı hidâyet olmak üzere konulan ilk ev (ma’bed) elbette Mekke’de olandır. Orada apaçık alâmetler, İbrâhim makamı vardır. Kim oraya girerse (taarruzdan) emin olur. Ona yol bulabilenlerin (gücü yetenlerin) Beyti hac (ve ziyaret) etmesi Allah’ın insanlar üzerine bir hakkıdır. Kim  inkâr ederse şüphesiz ki Allah âlemlerden mustağnidir. (Al-i İmran 96-97) diye buyurmuştur.

     Rasulullah (s.a.v.) de haccın farziyeti ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır.:"Ey insanlar, size hac farz kılınmıştır. Haccı edâ edin!" Cemaatte bulunan bir adam: "Her sene mi, ey Allah'ın Rasûlü?" diye sordu. Rasûlullah cevap vermedi. Adam sorusunu üç kere tekrar etti. Bunun üzerine:"Ben sizi bıraktıkça siz de beni bırakın (Ben sükût ettiğim halde, niye sormada ısrar ediyorsunuz?). Şâyet (sorunuza) “evet' deseydim, her yıl haccetmek vâcip oluverirdi ve buna güç yetiremezdiniz. Şunu bilin ki, sizden öncekileri helâk eden şey, çok sual sormaları ve peygamberleri hakkında ihtilâflarıdır. Size bir iş emrettiğim zaman, bunu gücünüz yettiğince îfâ edin, bir yasaklamada bulunduğum vakit de ondan kaçının (bu emir ve yasakla lgili olarak aklınıza gelen her şeyi sormaya kalkmayın  (Müslim, hac, 412)

       Günümüzde kutsal topraklara,  hacca gitmek için uygulanan kota , kura gibi engeller göz önünde bulundurulduğunda  Efendimiz (sav)’in nasıl bir rahmet peygamberi olduğu daha  kolay anlaşılacaktır.  Sadece ülkemizde  hac sırası bekleyenlerin sayısı bir milyona dayanmış durumdadır. İslam binasının beş esasından biri olan hac, dünya üzerindeki bütün mü’minleri bir araya getiren , yeryüzünde başka bir benzeri olmayan küresel çapta bir  İslam kongresidir.  Hac badetinin ifası sırasında , Efendimiz (sav) ile sahabe-i kiramın ayak bastıkları topraklara yüz sürme imkanına kavuşan hacılar , vahyin indirildiği mekanları  bir bir görerek saadet  devrinin izlerini seyretmekle  büyük bir heyecan  yaşarlar. Kefeni andıran beyaz iki havlu   ile örtünerek , dikili her türlü giysiden arınan , baş açık , yalın ayakla mahşerin bir provasına çıkan hacıların insan seli olup Arafat’tan müzdelife’ye oradan Minâ ve  Kâ’be’ye  akın akın  akmalarını  Kur’ân-i Kerim şöyle açıklamaktadır.  “Sonra insanların akın ettiği yerden siz de akın edin ve Allah’tan bağışlanma dileyin.Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Bakara, 199)