Şöyle bir uzaktan seyrettiniz mi insanları, sanki onlardan değilmiş gibi hepsinde ortak bir özellik var ki; o da “bir amaç uğruna yaşamak” gayesiz insan düşünülemez.

      İnsanı insan yapan, değerli kılan veya değersizleştiren gayesidir. Gaye inanç sayesinde belirlenir. Amaca giden yolda çalışmak hizmettir hizmet ise kutsaldır; herkesin kutsalı farklıdır mesela bir Müslüman için hakka çalışmak hizmettir, bir Hıristiyan’a göre misyonerlik çalışması kutsaldır, bir Yahudi’ye göre Siyonizm için çalışmak Müslümanları yok etmek kutsaldır. Zamanımızda gaye üç dine göre değişiyor ama genelde küfür tek millet olduğu için İslam tek kalıyor kısaca hak ve batıl gerisi bu iki temel başlığın dalları oluyor

      İslamiyet’in ilk yayıldığı dönemde hak ve batıl ayan beyan ortada idi, birde münafıklar vardı onlarda az çok biliniyordu. Günümüz de ise münafıklar örgütlü ve sistemli çalıştığından dolayı hakkı da bulanıklaştırmaya çalışıyorlar ve arkalarında kitleleri sürüklüyorlar ki bunların içinde eğitimsiz, cahil ve bilinçsiz Müslümanlığı kimlikten öteye geçmeyen Müslümanlarda var .”Şu culukla “bu” culukla ırkçılıkla kandırılan bir sürü insan. Hâlbuki İslam da ümmet vardır ümmet kardeştir siyah beyaz Kürt Türk Arap fark etmez Allah’ın indinde herkes eşittir üstünlük ancak takva iledir. Demek ki şuursuz edinilen gayeler insanı bazı durumlarda delalete düşürüyor mesela İslam ırkçılığı lanetliyor kimse Müslüman olduğu halde ırkçılık yapamaz. Müslüman’ın kanı Müslüman’a haramdır her ne sebeple olursa olsun öldüremez, teşvik edemez, azmettirici olamaz; çünkü sebep olan o işi yapmış gibidir