• https://www.facebook.com/Viran%C5%9Fehir-Bizim-Gazete-1269353489770245
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05336770791
  • https://twitter.com/bizimgazete63
  • https://z-p15.www.instagram.com/viransehirbizimgazete63/
  • https://www.youtube.com/channel/UC_BshBmcwBr1dd-R9Obx0ag
Üyelik Girişi
TAZİYELER

TAZİYELER:



 

 

Nöbetçi Eczaneler

Perşembe


 

  

Cuma

 

 

Cumartesi

 

 

Pazar

 

 

Pazartesi

 

 

Salı

 

 

Çarşamba


 


Nöbetçi Eczane Listesi Kaynağı: Ş.Urfa Eczacılar Odası
Takvim
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi13
Bugün Toplam160
Toplam Ziyaret13072636
Şeyma Tart
seymatart@hotmail.com
NE İÇİN YARATILDIK NEYE YÖNELDİK…….?
12/10/2011

      “Dünya hayatı oyun ve eğlenceden ibarettir.” Ayeti ile Rabbimiz dünya hayatının ciddiyetsizliğini, fâniliğini vurgulayarak hedefin dünya olmadığını “ahiret sizin ebedi yurdunuzdur”  gibi ayetlerle hedefin ve gayenin tamamen ahirete yönelik olması gerektiğini ifade ediyor. Okuduğumuz ayetlerle ve hadisi şeriflerde ifade edilen yaşam tarzıyla, yaşantımızı kıyaslamaya çalıştığımızda, şunu göreceğiz; bu iki zıt kutubu ölçecek bir vezin daha icat edilmedi. Nesil be nesil İslam’dan uzaklaşıyoruz. Bu durumu gaybi haber olarak efendimiz (s.a.v)ashab­­ı kirama şöyle haber veriyor. “En hayırlı asır sizin asrınız, sonra sizden sonraki asır, sonra onlardan sonrakiler ve sonra onlardan sonrakiler.” İşte liste böyle uzayıp gidiyor. Yani bir önceki nesil bir sonraki nesilden daha hayırlı, kim bilir belki de bu yüzden İslam ve büyüklerimiz yaşlılara gençlerin hürmet göstermesini öngörmüş tavsiye etmişler, ihtimal daha hayırlı oldukları içindir.(tabi bu sadece bir görüş)

      Dünya hayatı bizi çepeçevre kuşatmış, kopmak imkânsız. Sevgisi kalbimizde yer etmiş olması gereken sevgilere ise yer kalmamış dolayısıyla ahiret arka planda kalmış. Hâlbuki rabbimiz yüce kitabında insanları hep ahiret hayatına yönlendiriyor. Bize verilen kabiliyetler, duygular, duyular, hissiyat ve düşünceler tamamen rabbimizi bulma, O’na yönelme, esmasını anlama ve tefekkür etme adına bahşedilmiş. Fakat ne çare o nefis belası başımızda iken bu hassalar asıl görevlerini bırakmış dünyaya dalmışlar.       Hâlbuki insan ebetlere namzettir. Dünyanın fani lezzetleri onu tatmin etmez, etmiyor da. Bu yüzden herkes bir arayış içinde, buhran ve kaoslar yaşıyor, manevi hayat tarumar olmuş, hedef şaşmış. Günde kırk defa Fatiha süresinde “bizi doğru yola hidayet et. O doğru yol ki kendilerine nimet verilenlerin yoluna, gazab edilmiş(Yahudi)lerin ve delalet(Hristiyan)e düşenlerin yoluna değil.” Ayetini okuyan Müslüman’ın dili başka söylüyor hali başka anlatıyor. Kuran-ı kerim ne buyuruyor “fe eyne tezhebun” ‘Bu gidiş nereye?’ Müslüman bilse nereye gittiğini haber verecek de o’da bilmiyor ki. Velhâsıl halimiz pür melal. İnsan iç dünyasına dönse, kendini dinlese, manevi ihtiyaçlarını gözden geçirse anlayacaktır dünyanın fani, ahiretin baki olduğunu. Dünyaya bel bağlanılamayacağını, bu dünyada bir misafir olup ev sahibinin ise Allah olduğunu, insanı mutmain edecek şeyin de sadece baki olan Allah olduğunu ve gerçek evin de sonsuz olan ahiret olduğunu; ama heyhat! Hedef saptıran fitneler, gaye-i hayali inkisar ediyor ve insanı boşluğa düşürüyor. O helezon içinde düşünceler dönüyor dönüyor ve bir türlü çıkış yolunu bulamıyor. Tabi tüm insanlar böyle şaşkın ne yaptığını bilmiyor dersek bilenlere haksızlık etmiş oluruz o yüzden arif olan rabbini bilen, kendini bilen, ne yaptığını bilen insanları tenzih ediyorum. Mesela Bediüzzaman hz’leri Arifi billâh zatın halini çok veciz bir şekilde ifadelendiriyor:Faniyim fani olanı istememAcizim aciz olanı istememRuhumu Rahman’a teslim eyledim gayrı istememİsterim fakat bir yar-ı Bâki isterimZerreyim fakat bir şems-i sermed isterimHiç ender hiçim fakat bu mevcudatıumman isterimBu ifadenin üzerine ne söylenebilir bilmiyorum. Bu hal’e kavuşabilmek için önce dua etmeli sonrada kendini resetlemelidir Müslüman, yani kalbine, düşüncelerine, ameline tövbe formatı atıp, annesinden doğduğu gün gibi tertemiz olup, yüzüne halikı Zülcelâl’inveçhine çevirmeli ki letaifleri zulmetten nur-a kavuşsun. Belki o zaman dünya zindanından kurtulup uhrevi özgürlüğe kavuşur. Selam ve dua ile.


1378 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Vav! - 03/04/2013
Vav!
MEVSİMİ OLMAZ DİRENİŞLERİN - 19/03/2013
MEVSİMİ OLMAZ DİRENİŞLERİN
ALGIDAN DOĞAN GÜNAHLAR - 12/03/2013
ALGIDAN DOĞAN GÜNAHLAR
SUBLİMİNAL MESAJLAR, BACKMASKİNG, 25. KARE - 27/02/2013
SUBLİMİNAL MESAJLAR, BACKMASKİNG, 25. KARE
İLLUMİNATİ SEMBOLLERİ VE TÜRKİYE’DEKİ DEŞİFRELERİ - 20/02/2013
İLLUMİNATİ SEMBOLLERİ VE TÜRKİYE’DEKİ DEŞİFRELERİ
İLLUMİNATİ GERÇEĞİ - 13/02/2013
İLLUMİNATİ GERÇEĞİ
İLLUMİNATİ: GİZLİ DÜNYA DÜZENİ - 07/02/2013
İLLUMİNATİ: GİZLİ DÜNYA DÜZENİ
MEVLİD KANDİLİ BİDAT MİDİR? TARTIŞMASI - 29/01/2013
MEVLİD KANDİLİ BİDAT MİDİR? TARTIŞMASI
KIYAMET ALAMETLERİ(3) - 15/01/2013
KIYAMET ALAMETLERİ(3)
 Devamı
RESMİ İLANLAR
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.339638.4932
Euro43.500443.6748
Hava Durumu
Saat
Site Haritası