Camiler içtimai hayata İslâm'ın bahşettiği en kıymetli ve üstün bir müessesedir. İnanan insanları bir araya getiren dinlerin en üstünü nasıl İslâm dini ise, mabedlerin en üstünü de camilerdir. Asrı saadetten bu yana müslümanların her türlü tesanüdünü sağlamaya vesile olan camiler; asırlar boyunca iman kuvvetinin ve birlik duygularının pekiştiği, inananların aynı safta aynı dava için bir araya gelmelerine de imkan veren bir kurumdur. Burada herkes aynı statüde yani "kul" olma vasfını taşıyarak yüce yaratıcının huzurunda ibadet etmekte ve dünya makamları ve rütbeleri bir kenara bırakılarak tarîk-ı müstakiym üzere ibadetlerin en faziletlisi ve önceliklisi olan namaz ibadetini de birlik ve cemaat şuuruyla eda ettikleri bir kutsal mekandır.
       Arapça "cem" kökünden türeyen "toplayan, bir araya gelen" anlamındaki cami kelimesi, başlangıçta sadece Cuma namazı kılınan büyük mescidler için kullanılan el- mescidü'l- cami (cemaati toplayan) tamamlamasının kısaltılmış şeklidir. El- mescidü'l-cami tabiri, Taberani'nin bir rivayetine göre bizzat Hz. Peygamber tarafından kullanılmıştır. Bununla beraber mescid kelimesinin tâbiin döneminde de kullanıldığını görmekteyiz. Ebu Ömer el Kırdıri al Vulat ve'l Kudat isimli eserinde mescidler için cami kelimesi geçmesi, hicri IV. yy. dan itibaren cami kelimesinin yaygın olarak kullanılmasına sebep olmuştur. Daha sonraları içersinde Cuma namazı kılınabilen mabedler cami, Cuma namazı kılınamayan mabedler de mescid olarak anılagelmiştir. V. yy. daki hukukçulardan Maverdi ve Ebu Yâlâ da bu ayrımı eserlerinde belirtmişlerdir. Ancak Mescidi Haram, Mescidi Nebevi, Mescidi Aksa ve genellikle mezhep imamlarıyla ileri gelenlerin kabirlerinin bulunduğu camilerde de Mescit ismi kullanılmaktadır.
       Mescid, Arapça'da "Eğilmek, tevazu ile alnı yere koymak" manasında kullanılan sücud kelimesinin kökünden "Secde edilen yer" anlamında kullanılan mekan ismidir.
      İslâmın temelinde bulunan ibadetlerin eda edildiği yerler başında camiler ve mescitler gelmektedir. Yüce yaratıcıya yapılan ibadetin topluca yapıldığı yerlerin hepsi Allahın evi olarak bakılmakta ve hepsi mukaddes kabul edilmektedir. Bu sebepledir ki müslümanlar arasında mescidlere büyük önem verilmiştir. Toplu halde yaşanan her müslüman toplumunda her şeyden önce mescidler inşa edilirdi. Hatta Müslümanlar tarafından fethedilen yerlere ilk önce mescit veya camiler yapılmaktaydı.