![]()
Eyyüp AZLAL
eyyupazlal@hotmail.com
SABIR GÜNÜNDE BİZE KALANLAR
19/09/2011 Sabır günlerinin onuncusunu idrak ettik. Koca bir on yıl içinde Sabır Günlerinin uluslar arası platforma taşınması adına var gücümle çalıştım. Çok şükür bu gün geldiğimiz noktada bizim Allah rızası adına o mübarek peygamberlerin ve eşlerinin hatta yakın köylerde çocukları yatan bu insanların tarihi hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. Eğitimci-yazar dostum Mehmet akbaş ile program öncesinde beraber gezdiydik. Günün mesajına uyarak Mardin’den Bursa’dan, Bolu’dan ve hatta yurtdışında gelen vatandaşlar vardı. Onlarla sohbete etme imkanı bulduk. Artık tanıtımlarımız bölgeyi inanç turizmi haline getirmişti. Sonra gelen protokolle ilgilenmek bize kaldı. Oturacak sandalyesi olmayana sandalye, içecek bir şey bulmak için de içecekler buldum. Çay, ayran ve su bu yıl yeterli derecede idi. Bu arada ufak talihsizlikler de olmadı değil. Kanal Urfa haber spikeri Ekrem bey elindeki çayı düşürünce Viranşehir hastane müdürü Aslan Çiftçi’nin ayağına dökülmesin mi. Reflekslerime hakim olamayarak su içmeye çalışan bir misafirin elinden hızlıca suyu çekmişim ve o suyu Müdür beyin ayağına dökmüşüm. Müdür beyin ayağı suyun etkisiyle fazla tahriş olmadı ve alanda bekleyen Tabi bu olay ve olaya müdahalem üç beş saniye içerisinde olmuş. Ve suyunu izinsiz elinden aldığım misafirimizin de tepkisi azaldı. Sağlıkçı birisinin başına gelen azizlik de bu olsa gerek. Protokol misafirleri ekseri ilimizdeki daire amirleri ilimiz belediye başkanı sayın Fakıbaba ile Bozova, Akçakale, Karaköprü belediye başkanları hepsi sabır günü için oradaydı. İl müdürleri arasında şair-yazar dostumuz Necdet Karasevda beni görünce hemen iltifata başladı ve Bu gün bu etkinliklerin çapı bu kadar genişlemişse bu hocamız sayesindedir. Bunu bir itiraf olarak söylemek zorundayım dediydi. Karaköprü belediye başkanı Av. Nihat Çiftçi de çalışmalarımızı yakından takip ettiğinden sayın Karasevda’yı onaylayan bir konuşma yaptı. Daha sonra il müftü yardımcımız Mustafa Erdem bey ve Viranşehir müftüsü A.Rakip Aslan ile belediye başkanı odasında sohbet ederken hafız olduğunu söyleyen fakat hafızlık felsefesini bilmeyen bir genç karşımıza oturdu. Müftü bey bir kaç soru sonrasında bizim genç ezilip büzülüp karşımızda kendine çeki düzen verdiydi. Sayın başkanımız nerden buldu bunu. Kendisine danışmanlık yapıyorum ama bana sormadı doğrusu. Kur’an kültürü ve hafızlık kültürü bambaşka bir olay diye düşünüyorum. Ben acizane Bu sabır etkinliklerimizin organizasyon heyetinin her yıl değişikliğinden şikayetçiyiz. Kaymakam beyin de bu yıl tayinci olmasından dolayı etkinlikte esamesi okunmadı. Ben dilimden tüy dökülene kadar söylemeye devam edeceğim. Programın bir ayağının da Viranşehir’de olması için seneye düğmeye basacağım. En azından ilk yıllarda yaptığımız “Sabır Şiirleri” gecesi düzenlenebilir. Bu yıl Konya’da katılmayı düşündüğüm “Şeb-i Arus” törenleri için yapılan çalışmaları yıllardan beri biliyorum. Orada kendisini duasında unutan bir zat var: Feyzi Halıcı…. Bu isim, yirmi beş yıl önce başlattığı mütevazi törenler şimdi Konya Büyükşehir belediyesi organizesinde artık bütün dünyaya hitap ediyor. Başbakan ya da Cumhurbaşkanımızın şeref konuğu olarak katılmadıkları yıl yok. Buradan şu sonuca varacağım Viranşehir Belediyesi de Viranşehir kaymakamlığı da ve daha önce kuruluşunda yer aldığımız Viranşehir Sabır Derneği de etkinliğe taraf olmalıdır. Bütün bunlar olurken sabır Günü lojistik, kültür, tanıtım, medya ve iletişim ayakları ayrı ayrı yapılmalıdır. Bize bir bütçe ayrılsaydı. Ben şahsen kültür ayağının alt yapısını şöyle oluştururdum. Önce Hz. Eyyub’un tanıtıcı kitapları, Hz. Eyyub ve Sabır üzerine sempozyum ve panel düzenlerdim. Sonra Hz. Eyyub’a adanmış şiirler adıyla bir şiir gecesi düzenlerdim. Belde’ye seçkin şairler gelirdi. Daha sonra şairlerle beraber seçkin köşe yazarlarını davet ederdim. Fehmi Koru’dan tutun da Cengiz Çandar’a kadar köşe yazarlarını buraya davet ederdim. Zaten bunu Dr. Yalçın Yılmaz döneminde yapıyorduk. Abdurrahman Dilipak, Av. Sibel Eraslan, Ahmet Ağırakça, Nurettin Durman ve daha nice yazarı Eyyubnebi’ye davet etmedik mi? Benim bir dileğim var. Gün gelecek Viranşehirli hanımlar Eyyüpnebide Yemeklerini sergileyecekler. Unutulmaya yüz tutmuş Viranşehir Mutfağını yeniden canlandıracaklar ve Bunu Eyyubnebi sabır gününde sergileyecekler. Misafirler bu yemeklerden yiyecekler. Bunu belde başkanı sayın Mehmet Yıldırım beye anlattım ama anlamadı. Fakat onun hanımı anlar bu ilerden ne de olsa Mardinlidir. Mardinliler yemek kültürü gelişmiş insanlardır. En azından Viranşehirli hanımları fırın yemeklerinden kurtarsın istiyorum. Daha doğrusu Viranşehirli beylerin hepsi kendilerine minnettar olurdu. Bunu yıllarca önce Birecik kelaynak festivalinde dönemin belediye başkanı kadirşinas dostum Abdülkadir Yüksel bey uyguluyordu. Her ev hanımına yemek malzemesi için para veriyordu. Daha sonra yemek yarışması düzenliyordu. Yemeği birinci olan ev hanımına bir altın verdiydi. Bu güzel hasletleri unutmayalım diyorum. Şimdi bunları konuşmak güzel de başkan gelmiyorsa yanına sen git demezler mi? Evet madem ki bu işi Allah rızası kazanmak için yapıyoruz. Bu yıl ki uzmanlık alanımla ilgili çalışmalar yapmak üzere her hafta İstanbul’a gidip gelmekten zaman sıkıntısı yaşadık. Sabır Ödülleri konusunda da çok önceden verilmiş bazı kararlar vardı. Ve juri tanınan ve bilinen kişilerden seçilmeliydi. Mesela Japonya yerine bu yıl ki ödülü somali’ye göndermeliydik. Japonlar, bir yerde dünyanın süper gücü. Ama Somali dünyanın aç, susuz ülkesi ve Müslüman bir ülke. Batılıların hiç yardım göndermediği bir ülke. Ve yine Batılıların fitne fesatlarıyla bir birini katleden insanlar var. Bir yerde açlık var. Bir yerde yer üstü ve yer altı zenginlikleri sömürülen bir ülke olan Somali var. Biz ülke olarak insanlığa ders verircesine buraya yardım yaptık. Gönül isterdi ki bazı Somalili kardeşlerimizi de Eyyubnebi’ye davet etseydik. Sayın bakanımız Faruk Çelik bey de cep telefonuna mesajla yardım gönderebilirdi. Sabır gününe gelen insanlar beş bini aşkın insan vardı. Bu nerden bakarsanız bakın beş bin mesaj ederdi. Evet, biz Viranşehirliler gerçekten sabırlıyız. İlk yıllarda etkinliğe en üst protokol Urfa valisi seviyesinde idi. Bazı zamanlar da vali beyin işi çıkar, vali yardımcısı seviyesinde protokol şekillenirdi. Bu yıl çok şükür Hem Urfa milletvekili hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanımız Faruk Çelik vardı. Çiçeği burnunda milletvekilimiz Mehmet Akyürek vardı. Yine bir tarafı Viranşehirli olan Seydi Amcamız vardı. Bu sabır gününde bunları da düşünmek lazım değil mi? Evet bütün bunların üstünde başka söylenecek söz, kaleme dökülecek kelime bulamıyorum. Bu günde emeği geçen herkese müteşekkirim. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Yaşamak; Bir Ağaç Gibi Hür Bir Orman Kadar Gür - 06/06/2013 |
Yaşamak; Bir Ağaç Gibi Hür Bir Orman Kadar Gür |
Halepte Zaman - 15/02/2013 |
Halepte Zaman |
Urfa'da zaman ve mekan - 08/02/2013 |
Urfa'da zaman ve mekan |
Bursada Zaman - 08/02/2013 |
Bursada Zaman |
Urfa'dan Nabi Geçti - 15/12/2012 |
Urfa'dan Nabi Geçti |
Hepimizin Küçük bir Amerikası Var... - 06/05/2012 |
Hepimizin Küçük bir Amerikası Var... |
Ne Zaman Kibar Olacağız - 16/04/2012 |
Ne Zaman Kibar Olacağız |
Teşekkürler Pegasus - 03/03/2012 |
Teşekkürler Pegasus |
VİRANŞEHİRE SAĞLIK YÜKSEK OKULU - 19/02/2012 |
VİRANŞEHİRE SAĞLIK YÜKSEK OKULU |
![]() |