• https://www.facebook.com/Viran%C5%9Fehir-Bizim-Gazete-1269353489770245
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05336770791
  • https://twitter.com/bizimgazete63
  • https://z-p15.www.instagram.com/viransehirbizimgazete63/
  • https://www.youtube.com/channel/UC_BshBmcwBr1dd-R9Obx0ag
Üyelik Girişi
TAZİYELER

TAZİYELER:



 

 

Nöbetçi Eczaneler

Perşembe


 

  

Cuma

 

 

Cumartesi

 

 

Pazar

 

 

Pazartesi

 

 

Salı

 

 

Çarşamba


 


Nöbetçi Eczane Listesi Kaynağı: Ş.Urfa Eczacılar Odası
Takvim
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam192
Toplam Ziyaret13070776
emin tektaş
zazemin63@hotmail.com
DÜNYAYI ‘’ONLAR GİBİ’’ YAŞAMAK
31/05/2011

           

          Hz. Mevlana, dünyaya dalanları, dünyalık için ahiretini feda edenleri rüyasında hazine bulan kişiye benzetir. Uyanınca her şeyleri yok olur gider der. Dünyada pek çok şeye sahip olduğunu zanneden, emanetleri kendi malı zannedenler de gözlerini yumunca hesaba çekilme dışında her şeyini bu dünyada bırakmak zorunda kalır.           

          

            Peygamber (sav) de bir hadiste şöyle buyuruyor: ‘’Kim dünyaya çok önem verirse, Allah onun işini dağıtır, zorlaştırır. İki gözünün arasına fakirliği, aç gözlülüğü koyar. Hâlbuki dünyadan ona ulaşacak olan kendisi için yazılandan başkası olamaz. Kimin de niyeti âhireti kazanma ise, Allah onun işini toparlar, kolaylaştırır. Onun kalbine zenginliği koyar. Ona dünyadan da ihtiyaç duyduğu şey ulaşır.” (Tirmizî)

            

            Dünya ile olan irtibatımızdaki dengesizlik, çoğu zaman ahiret için yapacaklarımızın önünde en büyük engel olarak duruverir. Allah (cc), bu durumdan dolayı Kuran-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: ‘’Onlar öyle kimselerdir ki; onları ne bir ticaret, ne de bir alışveriş; Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan, zekât vermekten alıkoymaz. Bunlar, gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkarlar.’’ (Nur Suresi 37. Ayet)

 

            Evet, kalpleri vahye çıraklık yapan o Allah erleri öyle kimselerdir ki ne ticaret, ne para pul, ne dünya hesabı, ne altın gümüş hesabı, ne ev bark, ne dükkân tezgah hesabı onları Allah’ı gündeme almaktan, Allah’ın istediği bir hayatı yaşamaktan hiçbir şey alıkoyamaz. Yine onlar hangi şart altında olurlarsa olsunlar asla namazı ikameden vazgeçmezler. Namaz ve zekâta özdeş bir hayat yaşamaktan asla taviz vermezler. Namazın ve zekâtın egemen olduğu bir dünyayı yaşamaktan asla vazgeçmezler.

 

            Allah’la diyaloglarını hiçbir şey engelleyemez. Bedenleri konusunda Allah’ın istediklerini uygulamaktan, bedenlerini, azalarını Allah’ın istediği yerde kullanmaktan hiçbir şey onları alıkoymadığı gibi, malları konusunda da Allah’ı söz sahibi bilmekten, mallarının zekâtını vermekten hiçbir şey onları engelleyemez. Yani zikrin, kitabın istediği bir hayatı yaşamaktan hiçbir şey onları engelleyemez.

  

Namaz sayesinde Allah’la diyalogu gerçekleştirirler, namazla Allah’tan vahiy alırlar ve aldıkları bu mesajı Allah kullarına ulaştırmanın kavgasını verirler. Namaz ve zekâtla toplumsal problemleri çözmeyi hedeflerler. Allah’ın verdiklerini kardeşleriyle paylaşmayı hedeflerler. Ne bedenlerini, ne de mallarını sadece kendileri için harcayarak bencillik etmekten uzaktır onlar. Zamanlarını, imkânlarını, bedenlerini, mallarını Müslüman kardeşlerinin, insanlığın hizmetine vakfederler onlar. Böyle tüm dünya insanlığının parmakla işaret ettiği, işte Müslüman budur dedikleri, Allah’a kulluğun sembolü olmuş insanlar olurlar.

 

            Evet, hiçbir şey, hiçbir ticaret, hiçbir dünya meşgalesi onları Allah’ın istediği gibi kitapla beraber olmaktan, Allah’ın kitabını, Allah’ın ayetlerini gündemde tutmaktan, namazı ikame etmekten ve zekâtı vermekten alıkoyamaz. Peki, acaba bu Müslümanlar hiç mi ticaretle uğraşmazlar? Rızık dertleri hiç mi yoktur? Dükkânlarını tezgâhlarını tamamen kapatmışlar mıdır? Hayır, işleri de vardır, dükkânları tezgâhları da vardır belki, ama Allah’ın hakkını yerine getirmeleri konusunda ne işleri, ne ticaretleri asla engel değildir.

           

           Onlar öyle bir günden korkarlar, ürkerler ki o gün kalplerin ve gözlerin döndüğü bir gündür. O günün dehşetinden kalpler ve gözler tepe taklak gelecek, allak bullak olacak. İşte böyle bir günden tir tir titrerler. Böyle bir günü iki kaşlarının arasında hisseder, kıyamet, hesap kitap elde bir derler ve hayatlarını bu inanca bina ederler.

 


925 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

EY MÜSLÜMAN! GAFLET YAKIŞIR MI SANA… - 10/07/2012
EY MÜSLÜMAN! GAFLET YAKIŞIR MI SANA…
AHİRET İÇİN YOL AZIĞI EDİNMEK - 04/07/2012
AHİRET İÇİN YOL AZIĞI EDİNMEK
DİKKAT!!! KÜRT SORUNU KONUŞULUYOR - 19/06/2012
DİKKAT!!! KÜRT SORUNU KONUŞULUYOR
SURETİ VE SİRETİYLE RABBANİ OLMAK - 30/05/2012
SURETİ VE SİRETİYLE RABBANİ OLMAK
YA RABBİ, RECEB VE ŞABANI BİZLER İÇİN MÜBAREK KIL VE BİZİ RAMAZANA ERİŞTİR - 23/05/2012
YA RABBİ, RECEB VE ŞABANI BİZLER İÇİN MÜBAREK KIL VE BİZİ RAMAZANA ERİŞTİR
İMANIN GÜCÜNDEN FAYDALANMAK İÇİN AZMETMEK GEREKİR - 25/04/2012
İMANIN GÜCÜNDEN FAYDALANMAK İÇİN AZMETMEK GEREKİR
MÜSLÜMANIN GİZLİ GÜCÜ, İMAN! - 11/04/2012
MÜSLÜMANIN GİZLİ GÜCÜ, İMAN!
YÜKÜ HAFİF OLMAK - 05/04/2012
YÜKÜ HAFİF OLMAK
İSLAMLA DOLULUK ORANIMIZ - 06/03/2012
İSLAMLA DOLULUK ORANIMIZ
 Devamı
RESMİ İLANLAR
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.202138.3552
Euro43.454643.6287
Hava Durumu
Saat
Site Haritası