![]()
emin tektaş
zazemin63@hotmail.com
SURETİ DEĞİL; SİRETİ DEĞİŞEN BİR ÜMMET
26/04/2011
“Ey inananlar! Aranızda dininden kim dönerse bilsin ki, Allah, sevdiği ve onların O'nu sevdiği, inananlara karşı alçak gönüllü, inkârcılara karşı güçlü, Allah yolunda cihad eden, kınayıcının kınamasından korkmayan bir millet getirir. Bu, Allah'ın dilediğine verdiği bol nîmetidir. Allah her şeyi kaplar ve bilir.”(Maide 54) Ey müminler, sizden kim dininden çıkar, dinini başka bir dinle değiştirir, dinine sırt dönerse, Allah’la sözleşmelerine ihanet ederse, Allah’a Allah’ın istediği gibi îmanı bırakıp nifaka dönerse, şu münâfıkların durumuna düşerse, iyice bilsin ki Allah onları giderir, onların defterini dürer de onların yerine onlardan daha iyi kullar getirir. Neymiş bunların özellikleri? Onlar Allah’ı sever, Allah da onları sever. Sevgileri Allah için olur onların. Mallarından, canlarından, nefislerinden, çocuklarından, ailelerinden, vatanlarından, bayraklarından, milletlerinden ve değer verdiği her şeylerinden daha fazla severler Allah’ı. Allah’ın sevdiklerini severler, sevmediklerini sevmezler. Allah’ın dostlarını dost, düşmanlarını düşman bilirler. Allah’ın buğz ettiklerine buğz ederler. Allah’ın emrettiklerini emrederler, nehy ettiklerinden nehy ederler. Allah da onları sever. Allah da onların sevdiklerini sever. Allah da onların razı olduklarından razı olur, gazap ettiklerine de gazap eder. Tabii sevgi itaati gerektirir. Sevginin ölçüsü itaattir. Sevginin ispatı sevgiliye tabi olmaktır. Tüm hayatı sevgilinin istediği şekilde yaşamaktır. Evet, eğer bizler böyle olamazsak kesinlikle bilelim ki Allah bizleri giderir de bizim yerimize öyle müminler getirir ki:
Onlar mü’minlere karşı alabildiğine merhametli, alabildiğine alçak gönüllü, alabildiğine boyunları yerde ama kâfirlere karşı da alabildiğine izzetli, alabildiğine başı dik ve onurludurlar. Kâfirlere karşı çok şedit, çok şiddetli ve serttirler ama kendi aralarında ise birbirlerine karşı çok merhametlidirler. Birbirlerine karşı, Müslüman kardeşlerine karşı boyunları kıldan incedir onların. İmanın önünde eğilirler, müminlerin önünde mütevazıdirler, ama küfrün önünde, kâfirlerin önünde dik dururlar onlar. Çünkü imanın önünde eğilmeyenler küfrün önünde eğilmek zorunda kalacaklardır. Mü’minlere karşı erkeklik taslayarak kâfirlerin önünde eğilenler, mü’minlere karşı dik başlı davranıp kâfirlerin önünde yerlere yatanlar, kâfirler karşısında el ovuşturanlar Allah’ın istediği, Allah’ın sevdiği kimseler değildirler.
Allah yolunda cihad ederler. Allah dininin yücelmesi uğrunda cihad ederler. İnançlarını yaşayabilecekleri bir ortamı hazırlamak adına, Müslüman’ca kalabilmek adına gayret gösterirler. Bu uğurda tüm çabalarını seferber ederler. Bu uğurda her şeylerini, tüm varlıklarını harcarlar. Tüm hedefleri Rablerinin hatırını kazanmak, Rablerinin rızasına ermek ve Allah’ın fazlına ve lütuflarına ulaşmaktır. Allah için hareket ederlerken kınayanların kınamalarına da aldırış etmezler. “Halk ne der?” demezler, Cenab-ı Hak ne der?” derler. Hakkın hatırını halkın hatırına tercih ederler. Halkın gözünde kötü bir konuma düşmekten değil; hakkın katında kötü bir konuma düşmekten çekinirler. Tüm dünya kendilerine düşman kesilse de, tüm dünya alkışlasa da fark etmez, bize Rabbimiz dost olsun, Rabbimiz beğensin yeter derler. Yaptıklarını, hayatlarını Allah’ın beğenisine sunarlar. Allah için yaşarlar hayatlarını… İnsanların eleştirileri, tenkitleri, alayları vız gelir onlar için. İşte bu güzel vasıflar, bu güzel sıfatlar Allah’ın bir lütfudur ki Rabbimiz onu dilediklerine lütfeder. Hiçbir toplumda görülmeyen, hiçbir dinde görülmeyen bu kulluk özellikleriyle Rabbimiz onları şereflendirir. İşte Müslüman’a yakışan tavır budur. Allah’ın biz kullarında görmek istediği tavır budur. Evet, eğer bizler Allah ve Resulüne imandan, Allah ve Resulüne itaatten, Allah ve Resulünün gösterdiği bir dini, bir hayat programını yaşamaktan vazgeçersek, şu münâfıklar ve kâfirler gibi bizler de işe yaramaz hale gelirsek kesinlikle bilelim ki Allah bizim yerimize böyle müminler, böyle kullar getirir. Öyleyse şu anda dünya üzerinde yaşayan hiçbir Müslüman topluluk, bu din bizim tekelimizdedir, bu din bize muhtaçtır, biz olmasaydık bu din yok olup giderdi demeye hakkının olmadığını iyi bilmelidir. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
EY MÜSLÜMAN! GAFLET YAKIŞIR MI SANA… - 10/07/2012 |
EY MÜSLÜMAN! GAFLET YAKIŞIR MI SANA… |
AHİRET İÇİN YOL AZIĞI EDİNMEK - 04/07/2012 |
AHİRET İÇİN YOL AZIĞI EDİNMEK |
DİKKAT!!! KÜRT SORUNU KONUŞULUYOR - 19/06/2012 |
DİKKAT!!! KÜRT SORUNU KONUŞULUYOR |
SURETİ VE SİRETİYLE RABBANİ OLMAK - 30/05/2012 |
SURETİ VE SİRETİYLE RABBANİ OLMAK |
YA RABBİ, RECEB VE ŞABANI BİZLER İÇİN MÜBAREK KIL VE BİZİ RAMAZANA ERİŞTİR - 23/05/2012 |
YA RABBİ, RECEB VE ŞABANI BİZLER İÇİN MÜBAREK KIL VE BİZİ RAMAZANA ERİŞTİR |
İMANIN GÜCÜNDEN FAYDALANMAK İÇİN AZMETMEK GEREKİR - 25/04/2012 |
İMANIN GÜCÜNDEN FAYDALANMAK İÇİN AZMETMEK GEREKİR |
MÜSLÜMANIN GİZLİ GÜCÜ, İMAN! - 11/04/2012 |
MÜSLÜMANIN GİZLİ GÜCÜ, İMAN! |
YÜKÜ HAFİF OLMAK - 05/04/2012 |
YÜKÜ HAFİF OLMAK |
İSLAMLA DOLULUK ORANIMIZ - 06/03/2012 |
İSLAMLA DOLULUK ORANIMIZ |
![]() |