Bütün insanlık, peygamber efendimiz (sav) ve Allah’ın kendisine din olarak gönderdiği İslam’dan önce çok acılar çekti. İnsanlık İslam öncesinde; siyasi, ekonomik, dini ve sosyal açıdan tarihin en karanlık dönemlerini yaşadı. Güçlü sürekli hakka galip geliyor, mazlumlar hep eziliyordu. Savaş, cehalet, servet çoğaltma mücadelesi hayatın en belirgin özellikleri idi.

         Allah cc insanlığı, bu çirkef hayattan kurtarıp selamete çıkarması için Hz. Muhammed (sav)’i gönderdi. İnsanlığa rahmet olsun diye hayat kılavuzu Kuran ile gönderilen Hz. Muhammed (sav), bu risalet ile huzur ve mutluluktan yoksun içki, fuhuş, hırsızlık, haksız kazanç, rüşvet ve kumar yuvası haline gelen bir toplumdan asr-ı saadet toplumunu oluşturdu. 

        Çağımızda Müslümanların içerisinde bulunduğu hal ve vaziyeti çok iyi biliyor, afetlerin bizi çepe çevre nasıl çevrelediğini bilmemize rağmen bu belalar bizi kendimize getirip uyandıracağı yerde çoğumuzun ahlaki, imani sorunları azalmıyor, aksine artıyor. Manevi hastalıklar ümmeti yaralıyor, zulüm devam ederken şahsi menfaatler her şeyin üstüne çıkarılıyor.

        İslam ülkeleri kan gölüne çevrilmiş, ülkeler parçalanıp paylaştırılıyor. Müslüman ülkeler insanlık dramı yaşıyor. Gözümüzün önünde çocuklar, ölmüş babalarının cesetlerinin başında duruyor, kana bulanmış yüzleriyle korkuyla etraflarına bakarken o çocuklarla göz göze gelmeye şu zamanın Müslümanları olarak cesaretimiz var mı? Ne kadar anlatalım daha neyi anlatalım, insan kendini zorlasa belki bu kadar gerçeği aynı anda görmeyi hayal dahi edemez. Ama bu gerçekleri şimdi Hz. Muhammed’in ümmeti bütün acımasızlığıyla maalesef yaşıyor.

        Bu mübarek doğumun anısına Efendimizdeki kahramanlık, cesaret, özgürlük ve haksızlıkla mücadele ele alınmalı. Müslümanlar düşünmeli: Biz bu duruma düşelim diye mi Hz. Muhammed gönderildi. Hırsızların ve canilerin her taraftan onlara hakaret edip öldürmeleri için mi Hz Muhammed gönderildi. Kanları dökülen, namusları lekelenen, boğazlanarak kesilenler! Aman Allah’ım Bu İslam ümmeti olamaz. Bu zafer ve yardım va’d edilen ümmet olamaz. Bu görüntü aslından ne kadar da uzak, yaşananlar olması gereken gerçeklerden ne kadar uzak!

      Ne zaman yöneticilerin ve Müslümanların imanları ve hamiyetleri uyanacak. Acı olsa da gerçekler bunlardır. Müslümanlar ne zaman bu ümmeti düşünecekler? Ne zaman dulları ve yetimleri düşünecekler? Yetim ve öksüz bırakılan çocukları ne zaman düşünecekler? Ne zaman kardeşlerine karşı olan sorumluluklarını hatırlayacaklar? Nerede İslam kardeşliği? Nerede rahmet? Peki, Müslümanların hayatında olması gereken İslam nerede? Hani hepimiz bir vücudun parçaları gibiydik?

        Hz. Muhammed’i anmaya değil, anlamaya ihtiyacımız var. Peygamber sav’ın bütün mücadelesi, bugün de içinde yaşadığımız toplumda yer alan kötülüklerle mücadele etmekten başka bir şey değildi. Dün Müslüman olduğundan dolayı içkilerini döken Müslümanlar, bugün içkiyi içme bir yana onu üreten bir Müslüman durumunda… Hz. Muhammed (sav), gelişiyle zinayı yasakladı. Bugünse Müslümanlar zina yapan evleri devlet güvencesi ile açıyorlar. Söylenecek çok söz var ama geri kalanı hayal gücüyle tamamlamanızı istiyorum.