![]()
emin tektaş
zazemin63@hotmail.com
ZAMANI GELMEDİ Mİ?
22/03/2011 “İnananların gönüllerinin Allah’ı anması ve O’ndan inen gerçeğe içten bağlanması zamanı gelmedi mi? Onlar, daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar; onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı; çoğu, yoldan çıkmış kimselerdir.”(hadid 16)Daha müminlere sıra gelmedi mi? Daha mü’minlerin vakti dolmadı mı ki boyunlarını Allah’ın zikrine eğsinler, kalplerini Allah’ın zikriyle birleştirsinler. Daha ne bekliyor mü’minler? Daha sıra gelmedi mi ki mü’minler Rabblerinden kendilerine gelen Kur’an’ı anlamaya çalışsınlar? Kalplerini yatıştıracak, gönüllerine itminan verecek, kalplerini doyuma ulaştıracak, sükûnete ulaştıracak olan Allah’ın kitabına yönelme vakitleri gelmedi mi? Başka şeyleri okumaktan, başka şeyleri seyretmekten Allah’ın kitabına sıra gelmedi mi daha? Kur’an’a yönelmeye, zikirle irtibata geçmeye hâlâ vakit gelmedi mi? Hâlâ sıra gelmedi mi? Allah’ı, Allah’ın kitabını, Allah’ın dinini, Allah’ın peygamberini gündeme almaya sıra gelmedi mi? Daha ne bekliyor bu mü’minler? Daha ne bekliyorsunuz? Artık Kur’an’a inmeyecekler mi? Kur’an’la bütünleşmeyecekler mi? Ey mü’minler! Ey bunu dille söyleyip boğazlarından aşağıya henüz geçirmemiş olanlar! Söylesenize hâlâ kalplerinizin bu gerçeğe boyun eğme zamanı gelmedi mi? Hâlâ dilinizle söylediğiniz bu gerçeği uygulamaya başlama zamanı gelmedi mi? “Tamam ya Rabbi!” deme zamanı gelmedi mi? Bu imanın eylemcisi olma zamanı gelmedi mi? Neden boyun eğmiyorsunuz? Ne oluyor size? Hem Müslümanız diyeceksiniz, hem de Müslümanlığın temel kitabından habersiz bir hayat yaşayacaksınız. Hem Müslümanız diyeceksiniz, hem de peygamberin pratik Müslümanlık örneğinden uzakta olacaksınız. Bakın tarihte örneği var bunun. Zikirle diyalogsuzluk, kitaba karşı ilgisizlik, kalplerin kitaptan kopukluğu konusunda tarihten örnekler var. Yahudi ve Hristiyanlara Allah kitap vermişti de, onlar ha bugün, ha yarın diyerek oyalandılar. Vakit geçirmeden kitaplarına yönelmediler, hemen kitaplarıyla diyalog kurmadılar. Kitaplarına sarılmadılar, kitaplarının dediklerini dinlemediler. Bu konuda hemen işe koyulmadılar; uzun süre beklediler, ama sonunda kalpleri kaskatı kesiliverdi. Zaman geçtiği, uzadığı için konuyla ilgileri, irtibatları kesiliverdi. Kitabın etkisi azalıp yok oldu da, Allah’ın gazabına müstahak oldular, pek çoğu fâsık olarak ölüp gitti. Ayet, sakın sizin durumunuz da onlarınkine benzemesin diye bize uyarıda bulunuyor. Bizden öncekilerden bazıları, hemen kitaplarıyla diyaloga geçmediler. Hemen işe koyuluvermediler. Kitaplarıyla diyalogu tüm işlerinin, tüm meşguliyetlerinin önüne almadılar. İlk işimiz Rabbimizin kitabını okuyup, öğrenip onun istediği gibi bir kulluğa yönelmektir demediler. Beklettiler kitabı, beklettiler Allah’ı. Allah’ın kitabının önüne başka şeyleri geçirdiler. Önceliği başka şeylere, başka kitaplara verdiler. “Önce şunları şunları bir okuyalım, önce şunları şunları bir öğrenelim, sonra Allah’ın kitabını okuruz, öğreniriz” dediler. Allah’ın istekleri konusunda aldırış etmediler. Acelesi yok, Allah’ın kitabı bekler. Dur bakalım, daha sonra!” dediler. Allah’ın kitabı bekledi durdu onları. Peygamber, hadis kitaplarının arasında bekledi durdu onları. Belki gelirler, belki problemlerini başkalarına sordukları gibi biraz da bana sorarlar, belki biraz da benimle ilgilenirler diye bekledi durdu onları. Ama onlar kitaplarıyla ilgilenmediler, kitaplarının halini, hatırını sormadılar. Problemlerini kitaplarına sormadılar. Zaman uzayınca da ilk heyecanlarını kaybettiler ve kalpleri kaskatı kesiliverdi. Öyleyse ey Kur’an’ın muhatapları, iyi dinleyin bu gerçeği! Kitapla karşı karşıya geldiğindeki heyecanınla iki gün, iki ay ara verdiğindeki heyecanın aynı mı? Aynı heyecanı duyabilecek misin? Mümkün mü bu? Bir cenaze atmosferinde duyulan heyecanın aylarca sürdüğünü kim iddia edebilir? Unutmayalım ki zaman geçince etki azalacak, heyecan bitecektir. Öyleyse ne zaman bir hakikatle karşı karşıya gelmişsek, hemen beklemeden uygulamaya başlamak zorundayız. Düşünün bir zamanlar nice heyecanlarımız vardı değil mi? Hani şimdi niye duyamıyoruz aynı şeyleri? Aynı etkileşim ortamında değiliz de ondan. Ehl-i kitap da böyle bekledi, hemen işe koyulmadı, hemen kitaplarıyla ilgi kurmadılar da, pek çoğu fâsık olarak ömürlerini tüketip gittiler. Sapmış, yoldan çıkmış, kulluktan çıkmış olarak pek çoğu ölüp gittiler. “Öyleyse ey Müslümanlar, sakın sizler de kitabınıza bu ehl-i kitap gibi davranmayın. Ha bugün, ha yarın diyerek kitabınızdan uzaklaşmayın. İnandığınıza hemen boyun büküp teslim olun. Hemen uygulamaya koyun onu. Hemen yönelin kitaba. Sonra kalbiniz katılaşıverir de, tümüyle ilginiz kesiliverir de bir daha kitaba dönemez, fâsıklardan olursunuz. Aman ha kitapsız bir tek gününüz geçmesin. Her gün, her gece kitabınızla diyalogunuzu sürdürün diyor,” Rabbimiz. “Eğer inandığınız şeyleri uygulamaya koymazsanız, zaman gelir onları söylemeye bile cesaretiniz kalmayıverir. Kalbiniz kaskatı kesilir de, size söylenenlerden etkilenmez hale geliverirsiniz,” diyor Rabbimiz. |
Yorumlar |
GEÇ BİLE KALDIK 24/03/2011 13:45 İmani uyanışımıza vesile olan yazılarınızdan dolayı size teşekkür ederiz. Allah razı olsun FATMA NUR KAÇMAZ |
Yazarın diğer yazıları |
EY MÜSLÜMAN! GAFLET YAKIŞIR MI SANA… - 10/07/2012 |
EY MÜSLÜMAN! GAFLET YAKIŞIR MI SANA… |
AHİRET İÇİN YOL AZIĞI EDİNMEK - 04/07/2012 |
AHİRET İÇİN YOL AZIĞI EDİNMEK |
DİKKAT!!! KÜRT SORUNU KONUŞULUYOR - 19/06/2012 |
DİKKAT!!! KÜRT SORUNU KONUŞULUYOR |
SURETİ VE SİRETİYLE RABBANİ OLMAK - 30/05/2012 |
SURETİ VE SİRETİYLE RABBANİ OLMAK |
YA RABBİ, RECEB VE ŞABANI BİZLER İÇİN MÜBAREK KIL VE BİZİ RAMAZANA ERİŞTİR - 23/05/2012 |
YA RABBİ, RECEB VE ŞABANI BİZLER İÇİN MÜBAREK KIL VE BİZİ RAMAZANA ERİŞTİR |
İMANIN GÜCÜNDEN FAYDALANMAK İÇİN AZMETMEK GEREKİR - 25/04/2012 |
İMANIN GÜCÜNDEN FAYDALANMAK İÇİN AZMETMEK GEREKİR |
MÜSLÜMANIN GİZLİ GÜCÜ, İMAN! - 11/04/2012 |
MÜSLÜMANIN GİZLİ GÜCÜ, İMAN! |
YÜKÜ HAFİF OLMAK - 05/04/2012 |
YÜKÜ HAFİF OLMAK |
İSLAMLA DOLULUK ORANIMIZ - 06/03/2012 |
İSLAMLA DOLULUK ORANIMIZ |
![]() |