Fert ve toplumun huzur içinde hayatlarını sürdürmeleri, Dinimiz İslam’ın önemli hedeflerinden biridir. İnsana büyük bir değer veren Dinimiz,  bütün Âdemoğullarına şu çağrıyı yapmaktadır : “Ey Ádemoğulları! İçinizden size benim ayetlerimi anlatan peygamberler gelir de her kim Allah’a karşı gelmekten sakınır ve hâlini düzeltirse ancak onlara korku yoktur. Onlar üzülecek de değillerdir.” (A’raf,7/35)

      Günümüzde hayatı insanlar için çekilmez bir hale getiren korku ve üzüntülerden kurtulmanın tek çaresi Allah (C.C.)’nin elçilerinin rahmet yüklü mesajlarına kulak vermektir. Bizi sevgiye, kardeşliğe davet eden bu mesajı yeniden okumanın. Üzerinde derin düşünmenin zamanıdır. Bütün inananların kardeşliği, Hucurat suresi 10. ayette, dil ve belağatın pekiştirmeyi ilzam ettiren birden çok sanatı bir arada kullanılarak verildiğini görüyoruz. “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.”(Hucurat,49/10) Ayetinde; şüphesiz  anlamındaki “inne” edatından sonra   hasr bildiren “má” edatının gelmesi ve (gibi)  kelimesinin düşürülmüş olmasıyla  ifade edilen, düşüncenin tekidi yani pekiştirilmesinden başka bir şey değildir. Aynı surenin 13. atetinde de “Ey insanlar, Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık.Allah katında en değerli olanınız , O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır.Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, kakıyla haberdar olandır” (Hucurat49/13) buyurarak bütün inananların temelde kardeş olduklarını bildirmektedir.

       Kulluğunu yapmakla emrolunduğumuz  Rabbimiz, Ümmeti olmakla iftihar ettiğimiz Peygamberimiz, Okumasıyla gönüllerimizi nurlandırdığımız Aziz Kitabımız, ibadetlerimizde yöneldiğmiz Kıblemiz bizi kardeşliğe davet eden müştereklerimizin başında gelmektedir. Bu kardaşliği sağlayacak yolları  da Efendimiz şu şekilde açıklamaktadır. “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de gerçek anlamda iman etmiş olamazsınız.” (Müslim,İman, 93, Tirmizi, Sıfatu’l-Kıyâme,56), “Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; Ey Allah’ın kulları, kardeş olun.Bir müslümana üç günden fazla (din)kardeşiyle dargın durması helal olmaz.” (Buhari, Edeb,57,58; Müslim, Birr,23,24); “Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mümin) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.(Buhari,İman,7); “Müslüman müslümanın kardeşidir.Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez.Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah onu n bir ihtiyacını giderir. Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir müslümanı(ın kusurunu) örterse, Allah da kıyamet günü onu (n bir kusurunu) örter.” (Buhari, Mezalim,3); “Müslüman,insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.Mümin ise , insanların canları ve malları konusunda kendisinden emin olduğu kimsedir.” (Tirmizi, İman, 12)

        İman nuruyla aydınlanan gönüllerin oluşturdukları asudane toplum modelini,  Efendimiz(S.A.V.) de ashabıyla birlikte Medine’de hicret yurdunda,  gerçek iman kardeşliğinin nasıl olduğunu sevgi, saygı fedekârlık üzerinde kurulduğununu bize öğretmişlerdir.

         Kim müminlerin kardeşliği için çalışır çabalarsa şüphesiz Allah (C.C.)’ü onu yardımsız bırakmaz, ummadığı yardımlarla karşılaşır ve karşı konulmaz bir güç elde eder. “Allah, iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette sabit bir sözle sağlamlaştırır, zalimleri ise saptırır.Ve Allah dilediğini yapar.(İbrahim,14/27)

         Bütün inananları kardeş ilan eden İláhi emre kulak tıkayanlar, Efendimizin Ensar ve Muhacirler arsında tesis ettiği kardeşliği görmezden gelerek halen kalplerini mümilere olan kin ve buğuzdan arındırmayanların yaptıkları yanlış ve beyhudedir.  “ O gökten su indirdi de dereler kendi ölçülerince dolup aktı ve sel üste çıkan köpüğü aldı götürdü. Süs eşyası veya yararalanılacak bir şey elde etmek için ateşte erittikleri şeylerden de böyle köpük olur.İşte Allah , hak ile batıla böyle misal getirir.Köpüğe gelince sönüp gider.İnsanlara yaralı olan ise yerde kalır.İşte Allah, böyle misaller verir.(Ra’d, 13/17)

             Yüce Rabbim cümlemize iyi sözü dinleyip onu kendine düstur edinen, müminleri seven salih kullardan eylesin. Hz. Muhammed (s.a.v.) ile onun kutlu Âl ve Ashabına sonsuz Salât ve Selamlar olsun Âmin