![]()
emin tektaş
zazemin63@hotmail.com
GÖZLER FERASETE MUHTAÇ
09/03/2011 Fitnelerin etrafımızı sardığı bir zamanda yaşıyoruz. Fakat Müslüman’ın gafleti ve ferasetsizliği olayların iç yüzünü görmesine engel olmaktadır. "Kapsamlı görüş, derin bakış, kuşatıcı muhakeme, bütünü kucaklayan yaklaşım, işin iç yüzüne nüfuz etme" gibi anlamlara gelen feraset kelimesi, "at" anlamına gelen "feres"ten türetilmiştir. Feraset, olaylara "at" gibi bakmaktır. Bilinen bir gerçektir ki, atlar insan gözüne göre çok yetenekli bir göz yapısına sahiptirler. Atların gözü bir yaratılış mucizesidir. Gözün yüzdeki konumu, kapsamlı bir görüş açısı sağlar. Göz kasları 360 derece dönebilecek şekilde halk edilmiştir. Bu sayede sadece öndeki bir şeyi değil yandaki ve hatta arkadaki bir şeyi de fark eder. Atlar aynı zamanda iki gözü ayrı ayrı kullanma yeteneğine de sahiptirler. Atlara işte bunun için at gözlüğü takarlar. Sadece gittiği istikameti görsün, önüne baksın ve sahibini sürdüğü yere ürkmeden taşısın diye. At gözlüğü aslında atın görüş alanını kısıtlama amacını taşır. Ona verilen görme yeteneğini minimuma indirir. Tek açıya hapseder. Ürküp sırtındakini atmaması için bu gerekli ve yararlıdır da. Fakat atlara takılan at gözlüğünü insan kendi kafasına geçirirse, bunun bir yararı olmaz. İnsan için görmek anlamına gelen nazar, at gözlüğü kullanmamayı gerektirir. İşte bunun içindir ki feraset, olaylara at gibi bakmayı ifade eder, at gözlüğü takıp da bakmayı değil… Feraset, kabuğuna değil içine bakmayı, görüneniyle yetinmeyip görünmeyenine nüfuz etmeyi, maskesine aldanmayıp maskenin altını yoklamayı, bir açıdan değil birçok açıdan gözlemlemeyi, sadece sözüne değil özüne de bakmayı ifade eder. Bundan dolayı olaylara ferasetle bakmaya ihtiyacımız vardır. Çünkü hakkı söyleyen nice diller, eylemleriyle batılı destekler durumda olabiliyor. Allah şöyle buyuruyor, ‘’ onlar derler ki iman ettik. Deki, siz iman etmediniz ancak teslim oldunuz.’’ Hakkı destekler gibi görünen nice eylem sahibi de söylemleriyle batıla hizmet edebiliyor. Tıpkı Dırar mescidini inşa eden münafıkların eylemleri gibi. Bu eylem her ne kadar hakkı destekler gibi görünse de iç yüzüyle iman ehline kurulmuş bir tuzaktan ibaretti. Peygamber ve onun haklı davasına gönül vermiş sahabeler ferasetleri ile, olayın sadece kabuğunu değil; kabuğun altındaki çirkin oyunu da görebildi. Ne kadar da muhtacız bugün böyle bir bakışa. Ferasetle bakıp olayların iç yüzünü öğrenmeye. Vahyin durduğu yerden olaylara ferasetle bakmaya, kuranın gölgesinde durup, yakıp kavuran fitnelerden selamete çıkmak için ferasetli olmaya ne kadar da muhtacız. Allah ‘’onların gözleri vardır görmez, kulakları vardır duymaz, kalpleri vardır hissetmez.’’ Ayetiyle vahyin istediği yerden bakmayanların, olayların iç yüzünü hissedemediklerini bize bildirmektedir. Çevremizde oynanan oyunları anlayamamamız ve bu olaylardan zarar görmemiz bizdeki feraset eksikliğinin ortaya çıkardığı vahim durumun bir sonucudur. Peygamber sav ‘’ Mümin iki defa aynı delikten ısırılmaz.’’ Diye buyuruyor. Ama biz Müslümanlar, iki tatlı lafa kanıp saman altından yürütülen birçok şeyi gözden kaçırıyoruz. Başımızı okşayan her eli, dost eli zannedip defalarca aynı delikten ısırılabiliyoruz. Bakılan şeyin sadece kabuğuna değil içine, konuşanın sadece sözüne değil özüne (yani imanına ve ameline) bakmak, ferasetle bakmak, yani at gibi bakmaktır; at gözlüğüyle bakmak değil. "Müminin ferasetinden sakınınız; zira o Allah'ın nuruyla bakar."Allah'ın nuruyla bakmak, Allah'ın gör dediği yerden bakmaktır. Allah'ın nuruyla bakmak, Allah'ın gösterdiği yerden bakmaktır. Vahiyle inşa olmuş bir aklın önemi burada öne çıkıyor. Allah'ın gösterdiği yerden bakmayanlar, şeytanın gör dediği yerden bakarlar ve onun gösterdiğini görürler. Allah bizleri, ferasetle bakan kullardan eylesin. |
Yorumlar |
14/03/2011 22:06 akl ederek bakmak için esas olan imanı tam, ameli eksiksiz yapmaya gayret ile ahlak elbisesini giyen kardeşlerimize feraset ehlinden olmaları dileğiyle yazınızdan dolayı tebrik ediyor ve bu tür yazılarınızın devamını diliyorum.Sevgi ve Selamlarımla. nezir nebati |
Yazarın diğer yazıları |
EY MÜSLÜMAN! GAFLET YAKIŞIR MI SANA… - 10/07/2012 |
EY MÜSLÜMAN! GAFLET YAKIŞIR MI SANA… |
AHİRET İÇİN YOL AZIĞI EDİNMEK - 04/07/2012 |
AHİRET İÇİN YOL AZIĞI EDİNMEK |
DİKKAT!!! KÜRT SORUNU KONUŞULUYOR - 19/06/2012 |
DİKKAT!!! KÜRT SORUNU KONUŞULUYOR |
SURETİ VE SİRETİYLE RABBANİ OLMAK - 30/05/2012 |
SURETİ VE SİRETİYLE RABBANİ OLMAK |
YA RABBİ, RECEB VE ŞABANI BİZLER İÇİN MÜBAREK KIL VE BİZİ RAMAZANA ERİŞTİR - 23/05/2012 |
YA RABBİ, RECEB VE ŞABANI BİZLER İÇİN MÜBAREK KIL VE BİZİ RAMAZANA ERİŞTİR |
İMANIN GÜCÜNDEN FAYDALANMAK İÇİN AZMETMEK GEREKİR - 25/04/2012 |
İMANIN GÜCÜNDEN FAYDALANMAK İÇİN AZMETMEK GEREKİR |
MÜSLÜMANIN GİZLİ GÜCÜ, İMAN! - 11/04/2012 |
MÜSLÜMANIN GİZLİ GÜCÜ, İMAN! |
YÜKÜ HAFİF OLMAK - 05/04/2012 |
YÜKÜ HAFİF OLMAK |
İSLAMLA DOLULUK ORANIMIZ - 06/03/2012 |
İSLAMLA DOLULUK ORANIMIZ |
![]() |