![]()
ABDULRAKİP ARSLAN Viranşehir Müftüsü
abdulrakip@bizimgazete63.com
KISA AMA İBRET DOLU BİR ÖMÜR
01/02/2011 KISA AMA İBRET DOLU BİR ÖMÜR Bu hafta sizinle, Suudi Arabistanlı 14 yaşındaki bir kız çocuğu olan Efnan’ın öyküsünü, paylaşmak istedim.Onun ibret dolu öyküsünü gelin birlikte Efnan’ın annesinden dinleyelim. Efnan’ın annesi şöyle başlıyor ; Efnan’la hamile olduğum zaman babam rüyasında göklere doğru uçuşan kuşlar arasında bembeyaz bir güvercinin çok yükseklere uçtuğunu görür.Babam, rüyasındaki kuşların çocukları olduğunu, bembeyaz olan güvercinin de ailesinde yakında doğacak olan bir kız çocuğu olduğunu söyledi. Gerçekten çok geçmeden biricik Efnan’ın aramıza katılmasıyla dünyalar bizim oldu. Daha bebekliğinde onun Salih amel sahibi müttaki biri olacağını bize her haliyle hissettiriyordu.Aklı erer ermez, Rabbimizin emirlerine riayeti her şeyin üstünde görmeye başladı.Anne olarak benim kendisine aldığım elbiseleri dahi, tam tesettüre uygun olmadıklarını görüp reddettikleri oluyordu. Dördünce sınıfa geldiğinde, yaşıtlarının çok fevkinde bir idrakle her yerde marufu (iyiliği) emreder münkerden (kötülükten) sakındırırdı. Cenab-ı Allahın emir ve yasaklarına uyulması için, canla başla çalışırdı. İslami adâba muğayir toplantı, en yakınlarının olsa dahi davet ve düğünlerden şiddete kaçınırdı.Orta okula başladığında, bu hassasiyetleri daha da arttı. Daha tesettürle mükellef olmadığı halde, tesettüre riayet ederdi. İkinci bebeğim, oğlum Abdullah doğunca eve, Srilankalı bir kadın bakıcı aldık. Ancak gayr-i Müslim olduğu için, Efnan buna şiddetle karşı çıktı. Efnan şöyle seslendi “Anne..! Eve gayr-ı Müslim bir bakıcıyı almayınız. Onun yıkadıkları kaplarda yemek yememiz, yıkadıklarını giymemizin hükmü ne olacaktır hiç düşündünüz mü? Ben size 24 saat hizmete razıyım, yeter ki bunu yapmayınız” dedi.Ancak bu hizmetçiye şiddetle ihtiyacımız olduğundan söylenenleri, işitmezden geldim.Efnan, kadın hizmetçiyle, arkadaşlık kurdu ve Dinimizin güzelliklerinden bahsetti, iki ay geçmeden hizmetçinin Müslüman olduğunu ilan etmesine herkes çok sevindi. Orta okul 3. sınıfında amcasının düğününe, amcasının “gelmezsen hakkımı helal etmem” ısrarları üzerine, tam tesettürü haliyle katılınca, bütün çevresi ve arkadaşları yanında gıpta ile anılmaya başlandı.Ancak iki ay geçmeden ayaklarında başlayan rahatsızlık günden güne artıyordu.Her sorduğumuzda merak etmeyin bir şeyim yok geçer, derdi.Ağrıları yüzünden yürüyemez hale geldiğinde de ,merak etmeyin geçer derdi.İleri tetkik uygulayan bir hastanenin sonuçları, kanser olduğunu gösteriyordu., Doktor,hemşire ve tercüman birlikte, kanser olduğunu hasta yatağında yatan Efnan’a, anlatıyor . doktor başlayacakları tedavi ile saçlarının hatta kirpiklerinin tel tel döküleceğini anlattıklarında, ben babası ve amcası kahroluyoruz, ama o bütün soğutkanlığından hiçbir şey kaybetmeyerek, sürekli “Elhamdü lillâh” diyordu. Dayanamayıp , hasta çocuğumu bağrıma bastım ve dedim ki “neyin var kızım iyimisin ?” dedim.O anne “Elhamdü lillâh bu musibet bedenime geldi, Dinime gelmedi, ben buna şükrediyorum.” diyordu. Oradakilerin tamamı ne diyeceklerini bilemiyordu.Bu küçük çocuğun imanı, sabrı, metanetiyle hepimize büyük bir ders verdi ki, doktoru, hemşire ve tercüman Müslüman olduklarını , orada ilân ettiler.Amcası tedavi etkisiyle saçların dökülmeden bir kuaför çağıralım fikrine karşı çıktı. “Bu musibetim sayesinde dökülecek saçlarımın her teli benim için bir ecirdir buna mani olmayın.” dedi.Memleketimizde tedavi imkanları kalmayınca, İlk uçakla ben ve babası refakatinde Amerika’ya gittik. Amerika’da bizi daha önce toplam on beş sene Riyad’da çalışmış , kanser uzmanı kadın doktor dostumuz karşıladı.Efnan, doktoruyla tanıştığında ilk sorduğu soru , kadın doktorun Müslüman olup olmadığını sordu, hayır cevabını alınca, ilk görevi doktorunu İslâm’ a davet etmek oldu. Çok geçmeden doktoru göz yaşlarına boğulmuş halde yanımıza geldi “çok üzgünüm aranızda on beş yıl kaldım hiçbiriniz beni İslâm’a davet etmediniz,bu çocuğun ihlas ve samimiyetiyle hidayete geldim” dedi, ancak hastalığın ciğerlerine sirayet etmemesi için ayağını kesmekten başka bir çaremizin olmadığını, lütfen kendisine bildirin.Bunu da “öğerndiğinde yine şükrediyor ancak bizim hissiyatımıza üzüldüğünden başka hiçbir üzüntüsü olmadığını söylerdi.Hatta mesajlaştığı arkadaşı Rayna’ya bunu şöyle açıklıyordu, “Ayağım için üzülmüyorum,bütün endişem kabrime bütün vücudumla kamilen girememeye üzülüyorum”diyordu. Ayağı kesildiği halde hastalığının yayılmasını önleyemedikleri için, Riyad’a döndük.Efnan’ı Riyadaki bir hastaneye yatırdık, hasta odasında o haliyle ezanı duymadığı halde ,namaz vakitlerinde uyanıyor , dini vecibelerini yerine getiriyordu.Doktorlar hastanede yapılacak bir şeyin kalmadığını deyince son günlerinde annemle birlikte olması için, annemin evindeki küçük odaya yerleştik ben ve annem som demlerinde yanında olmak için çalışıyorduk.Bir gün yengesi onu ziyarete geldi.Odasını gösterdik, kapıyı açar açmaz,çığlık attı, ben de Efnan’a bir şey oldu korkusuyla kapıyı açtım, gördüğüm manzara karşısında irkildim. Karanlık odada yavrumun yüzü nurdan parlıyordu.Gel anne sana gördüğüm rüyayı anlatayım.Rüyamda “ bembeyaz gelinliğimi giydiğimi, sen hariç çevremdekilerin tamamını mutlulukta uçtuklarını gördüm” deyince, haydi yavrum rüyanın bana tabir et dediğimde, “ anne ben yakında öleceğim senden başka beni herkes unutacak ama sen ayrılığıma dayanamayıp üzüleceksin”dedi.Gerçekten onun bu sözünü her hatırladığımda halen yanıp tutuşuyorum.Bir gün ben ve anne annesi başında beklerken, anne gel sana sarılmak istiyorum dedi ve beni bir iki defa öperken, anne annesi yavrum “Lâ ilâhe illallah” de dedi. O hayır anne, Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resülüh” diyerek kelimeyi şehadeti tam tamına söylüyordu.Üst üste onlarca defa kelime-i şehadeti getirdikten sonra, açık bir lisanla Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resülüh” diyerek son nefesini verdi.Efnan’ın ruhunu içinde vefat ettiği oda, misk ve gül kokusuyla dolup taştı, o koku her zaman bana Efnan’ı hatırlattığı için yakınlarım odaya başka başka koku serpip izale etmeye çalıştılar. Annesi son sözlerini şöyle tamamladı.Rabbim cümlemize hatim-i hasene nasip etsin.Efnan’ hikayesini okuyup istifade ettikten sonra, bu konuda lütfen cimrilik etmeyin, onu başka tanıdıklarınıza da anlatın.Allah’ın Selam ve Bereketi üzerinizde olsun.Amin.. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
BENDEN SELAM GÖTÜR - 05/04/2012 |
BENDEN SELAM GÖTÜR |
BEŞERİYETİN MEDARI İFTİHARI - 28/03/2012 |
BEŞERİYETİN MEDARI İFTİHARI |
İSTİKAMET - 21/03/2012 |
İSTİKAMET |
HAYATINIZIN EN ANLAMLI DAVETİ - 14/03/2012 |
HAYATINIZIN EN ANLAMLI DAVETİ |
EFENDİMİZ (SAV)’İN NÜBÜVVET DELİLLERİ (2) - 06/03/2012 |
EFENDİMİZ (SAV)’İN NÜBÜVVET DELİLLERİ (2) |
EFENDİMİZ (SAV)’İN NÜBÜVVET DELİLLERİ - 29/02/2012 |
EFENDİMİZ (SAV)’İN NÜBÜVVET DELİLLERİ |
ÖRNEK TEŞKİL EDEN GENÇLİK - 22/02/2012 |
ÖRNEK TEŞKİL EDEN GENÇLİK |
GÜZEL SÖZ SADAKADIR - 14/02/2012 |
GÜZEL SÖZ SADAKADIR |
EVLERİMİZİ İMAR EDELİM - 08/02/2012 |
EVLERİMİZİ İMAR EDELİM |
![]() |