• https://www.facebook.com/Viran%C5%9Fehir-Bizim-Gazete-1269353489770245
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05336770791
  • https://twitter.com/bizimgazete63
  • https://z-p15.www.instagram.com/viransehirbizimgazete63/
  • https://www.youtube.com/channel/UC_BshBmcwBr1dd-R9Obx0ag
Üyelik Girişi
TAZİYELER

TAZİYELER:



 

 

Nöbetçi Eczaneler

Perşembe


 

  

Cuma

 

 

Cumartesi

 

 

Pazar

 

 

Pazartesi

 

 

Salı

 

 

Çarşamba


 


Nöbetçi Eczane Listesi Kaynağı: Ş.Urfa Eczacılar Odası
Takvim
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam373
Toplam Ziyaret12909187

URFATANAMO

 

 

           ABD’nin kendi hukukuna dahi aykırılıklar teşkil eden toplama kampı mahiyetindeki Guantanamo üssündeki tutsaklara yönelik insanlık dışı uygulamaları hepimizin halen hafızasındadır. Urfa Cezaevi de oradaki toplama kampının ülkemizdeki başka bir versiyonudur.  Bende yaklaşık olarak 20 aydır URFATANAMO cezaevinde tutsak olarak tutulmaktayım. İlk günden itibaren buradaki cezaevi şartları ile cezaevi yönetiminin haksız ve keyfi uygulamalarına dair kamuoyunda ve yetkili merciiler nezdinde bir duyarlılık oluşturmaya çalıştım. Başta Adalet Bakanlığı, TBMM insan hakları komisyonu, il cezaevi izleme komisyonu, İHD,Mazlumder, Urfa Barosu ve Basın yayın kuruluşlarına buradaki olumsuz cezaevi koşulları ile keyfi uygulamaları mektupla bildirerek bu konuya duyarlılık gösterilmesini istedim. Hatta en son olarak bu en son yaşanan talihsiz olaydan bir hafta önce Adalet Bakanı Sayın Sadullah ERGİN’e cezaevi faksı kanalı ile mektup gönderdim. Urfa cezaevindeki diğer tutsaklarda benzeri başvuruları yapmışlardır. Tüm bu girişimlere bir cevap verilmediği gibi cezaevi koşulları ve uygulamaları her geçen gün daha da ağırlaşmıştır.

         Kamuoyunda izlediğimiz kadarı ile buradaki koşuların zorluğu sadece ‘kapasiteden fazla tutsağın olması’ gerekçesi ön plana çıkarılmaktadır. Oysaki kapasitenin fazla olması olumsuz koşullardan bir tanesidir. Tutsakların kendi yaşamlarını ortaya koyacak şekilde isyan noktasına getiren cezaevi koşularına dair bir kaç tanesini kamuoyunun bilgisine sunmak isterim.

1-1960 yıllarda yapılan cezaevinin gerçek kapasitesi 275 iken şimdi 1050 tutsak cezaevinde tutulmaktadır.

2- Koğuşların kapasitesi 6 kişi iken şimdi ise 18-20-25 kişi bu koğuşlarda kalmaktadır.

3-Örneğin C-15 koğuşu 15 m2 alanda iki katlı olarak yapılmıştır. Bu tür koğuşlarda üç adet ranza mevcut olup bu ranzalarda 6 kişi yatabilmektedir. C-15 koğuşundaki diğer 12 kişi ise yerlere konulan yataklar ki bu yatakların bir kısmı tuvalet kapılarına kadar konulmuştur.

4-Cezaevinde konferans salonu ile benzeri mahiyetteki tutsakların ortak yaşam alanları kapasite artırımı için yıkılarak koğuşlara dönüştürülmüştür. Böylelikle tutsakların kanunlarda ve yönetmeliklerde kendilerine tanınmış sosyal etkinlik yapma hakkı filen ellerinden alınmıştır. Daha komiği bir kısım disiplin cezaları tutsaklara verilirken ‘Sosyal etkinliklerden men cezası’ adı altında cezaevi idaresince cezalar verilmektedir. Gasp edilen ve Olmayan bir haktan men cezası verilmesi Karadeniz fıkralarına konu olacak bir uygulama olsa gerek.

5-Cezaevinde merkezi soğutma ve ısıtma sistemleri olmadığı gibi elektrik tesisatı da eskimiş hafif yüklenmede arıza verdiği gibi elektrik kontağı yapması durumunda ciddi yangınlara sebebiyet verecek durumdadır.

6-Koğuşlarda sadece bir pencere bulunmakta, havalandırma kısımları alan itibari ile alabildiğince küçük durumdadır. Her bir M2 ye birden fazla tutuklu düşünüldüğünde nefes alabilmek imkânsızlaşmaktadır. İkinci bir pencere açılması talepleri sürekli olarak ret edilmektedir.

7-Koğuşlarda sadece bir tuvalet ve bir adet banyo bulunmakta, sıcak su günde dört defa birer saat aralığı ile verilmektedir. Bu durum kapasitenin de fazlalığı nedeni ile tutsakların temizlik ihtiyaçlarını karşılamayı imkânsız hale getirmektedir. Bu durum sağlık sorunlarını da beraberinde getirmektedir.

8-Revir kısmında sadece bir doktor olması nedeni ile hasta tutsaklara gerekli tedaviler yapılamamaktadır. Hastaneye sevk talepleri içinde tutsaklar aylarca sıra beklemektedir. Sırf zamanında gerçekleştirilmeyen tedaviler nedeni ile bir çok tutsağın hastalık durumları ağırlaşmaktadır. 

9-Urfa’nın iklimi göz önünde bulundurulduğunda ve dışarıdaki sıcaklığın 45-50 derece olduğu bir ortamda her koğuşa en az bir klimanın takılması gerekirken, tavana takılı vantilatörlerin bile zaman zaman sökülmek istenmesi kapasite fazlalığı da göz ününe alındığında tutsaklar açısından ölümcül bir hal almaktadır. (Tüm koğuşlarda tutsaklar kendi imkânları ile klima almak için idareye başvurmalarına rağmen ret cevabı verilmektedir.)

10-Verilen yemekler hijyenik olmadığı gibi yenebilecek düzeyde de değildir. Demir kaşık-çatal verilmeyip, plastik kaşık ve çatallarla yemek yenilmektedir. Çay ihtiyacı için semaver dahi verilmektedir. Tüm diğer cezaevlerinde pişmemiş yumurta kantinde verilmesine rağmen Urfa cezaevinde pişmemiş yumurta dahi tutsaklara verilmemektedir.

11-Ailelerle yapılan açık ve kapalı görüşler yönetmeliklere aykırı şekilde süre olarak sınırlandırılmaktadır. Bu süre bazen 30 dakika bazen de bunun altına inebilmektedir. Görüş günü idarenin takındığı tutumdan dolayı görüşe gelen aileler için eziyete dönüşmektedir.

12- Tüm tutsaklar sayım esnasında ayakta ve tek sıra hallinde durmaları noktasında zorlanmaktadırlar. Buna uymayan tutsaklara da 3 aydan başlayan sürelerle açık görüş ve benzeri iletişim haklarından mahrum bırakılmaktadırlar. Belki kamuoyu ilginç bulacaktır ama bu bir gerçekliği ifade etmektedir. Şahsıma da ayakta ve tek sıra hallinde sayım vermediğim için iki kez üçer aydan altı ay iletişim haklarından men cezası verildi. Bu nedenle birçok tutsak gibi bende ailemle açık görüş yapamıyorum.

13- Tutsak ailelerinin getirdiği kitaplar elden cezaevi idaresi tarafından alınmamakta kargo kanalı ile gönderilmesi istenmektedir. Bu da ailelere ek bir maddi külfet getirmektedir. Cezaevi idaresinin neden bu kitapları elden almadığının da bir mantıki ve yasal izahı yapılmamaktadır. Ayrıca yasal olan bir kısım gazete ve dergiler keyfi bir şekilde tutsaklara verilmemektedir. Özellikle Kürtçe yayın yapan gazete ve dergiler keyfi ve gerekçesiz bir şekilde bizlere verilmemektedir. Azadiya wellat gazetesi de bu yayınlardan bir tanesidir.

………. Cezaevindeki olumsuz koşuları ve keyfi uygulamalarına dair örnekleri çoğaltmak mümkündür.

 

         16.06.2012 tarihinde C-15 Koğuşundaki tutsakların, Cezaevi şartları ve uygulamaları ile cezaevi idaresini protesto etmek maksadı ile koğuşu ateşe vermeleri ve bu yangına zamanında ve uygun materyallerle müdahale edilmemesi sonucunda 13 tutsağın yaşamını yitirmesi ve 5 tutsağında ağır yaralanması esasen yukarıda açıklamaya çalıştığımız ağır ve yaşanamaz cezaevi koşulları ve yönetiminin keyfi uygulamaları neticesidir. Acımız büyüktür. Yaşamını yitiren tutsaklara Allahtan rahmet, ailelerine ve yakınlarına da başsağlığı diliyorum. Yine benzer gerekçelerle Çocuk koğuşunda çıkan isyan sonucunda yaralanan tutsaklara da acil şifalar diliyorum. Koşullar düzeltilmediği sürece buna benzer olayların her an için tekrar gelişebilineceği kaygısını taşımaktayım. Bu kaygılarımı benle cezaevinde görüşmeye gelen Çalışma ve sosyal Güvenlik bakanı Sayın Faruk ÇELİK ile Adalet Bakanı Sayın Sadullah ERGİN’e illetim ve kendilerinin bu olaydan kaynaklı sorumluluklarını hatırlattım. Yaşananların iddia edildiği gibi koğuşta tutsakların kendi aralarındaki kavga sonucu çıkan yangın olmadığı, bu olayın tamamı ile cezaevindeki olumsuz koşullar ve uygulamalar dönük tepki nedeni ile gerçekleştiğini söyledim. Yine cezaevinde görüştüğüm BDP Eş genel Başkanı Sayın Gültan KIŞANAK ve beraberindeki heyet ile CHP Genel Başkan yardımcısı Sayın sezgin TANRIKULU’ na da buradaki olumsuz koşular ile cezaevi idaresinin hukuksuz ve keyfi uygulamalarını aktardım.

             Yaşadığımız bu acılara yeni acıların eklenmemesi için Cezaevinde kalan tutsakların insani şartlarda kalmalarını sağlamak için adalettin gerçekleşmesi için bu olayda sorumluluğu olan yetkililerin gerekli cezaya çarptırılması için tüm kesimleri ve kamuoyunu duyarlı olmaya davet ediyor saygı ve salamlarımı iletiyorum. 20.06.2012

 

 

Urfa E Tipi  Merkez kapalı

Cezaevi C-8 koğuşu

                                                                  BDP URFA MİLLETVEKİLİ

                                                                        İBRAHİM AYHAN



1205 kez okundu

Yorumlar

Uyanık olmak lazım     20/06/2012 01:56

Objektiflik ayağıyla adamlar sana birgüzel propagandalarını yaptırıyorlar...tarafsız gazeteci uyan artık vermek zorunda değilsin haberlerini...ne yaparsan yap onların dinine girmedikçe senden memnun olmazlar...dik dur eğilme Allah seninle...
Misafir - Bir dost

RESMİ İLANLAR
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.432432.5624
Euro34.631634.7704
Hava Durumu
Saat
Site Haritası